cupure logo
faizormanortayaakplikaldıtürkiyedüştüünlütepkimerkez

1 yılda 366 maraton koştu, kalbini inceleyenler bakın ne gördü! İnanılmaz 4 değişim

1 yılda 366 maraton koştu, kalbini inceleyenler bakın ne gördü! İnanılmaz 4 değişim
Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr - Şimdilerde 45 yaşında olan Brezilyalı Hugo Farias, tam 22 yıl boyunca özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışmıştı. Aslında işini seviyordu ancak yıllardır her gün belirli saatlerde aynı işi yapıyor olmak ona hayatı kaçırıyormuş hissi veriyordu. Zamanla içindeki bu huzursuzluk giderek büyüdü ve hayatıyla ilgili bir dönüm noktasına geldi. Sonunda 22 yıllık kariyerini bıraktı ve yaşamı boyunca Atlantik Okyanusu'nu kürekle geçen Brezilyalı denizci Amir Klink'e duyduğu hayranlıktan yola çıkarak kendisine bir hikaye yazmaya karar verdi. Koşmayı seviyordu, öyleyse bunu profesyonel bir boyuta taşıyabilirdi. Daha önce Belçikalı bir atletin 1 yılda 365 maraton koştuğunu öğrenince kendisi 366 maratonla bu rekoru kırmaya karar verdi. Ancak yol uzundu. İlk kez 2019 yılında yalnızca bir kez maraton koşan Farias, disiplinli bir hazırlık sürecine girdi. Sekiz ay boyunca planlama yaptı, ailesinden ve uzmanlardan destek aldı. Tıbbi gözetim altında ilerlemek, kalbinin bu uzun süreli yoğun tempoya nasıl tepki vereceğini anlamak için Brezilya'nın en saygın kalp merkezlerinden biriyle anlaştı. Bu uzun yolculukta yaşadıkları ve bir hayali gerçekleştirmenin kalbi üzerinde yarattığı ilham dolu hikâyesi ise onu Guinness Rekorlar Kitabı'na sürükledi. Hindistan'ın süper gücü! Dondurulmuş patates her yeri sardı, Çin'i telaş aldı BİR HAYALDİ, İŞTE BÖYLE REKORA DÖNÜŞTÜ 8 ay süren planlamaların ardından genç adam koşmaya başladı. 28 Ağustos 2023'te ise hedefini tamamladı. Toplamda yaklaşık 15 bin 569 kilometre koştu, bu da bin 590 saate karşılık geliyordu. Bu sürecin ardından Guinness Rekorlar Kitabı'na 'art arda en fazla maraton koşan kişi' olarak geçti. Uzmanlar, Farias'ın kalbini bilimsel olarak izledi. Her ay ergoespirometri (oksijen kullanımı ve kardiyorespiratuar kapasiteyi ölçen bir test), her üç ayda bir ise ekokardiyogram testleri yapıldı. Farias'ın maraton sürecindeki sağlık bilgileri 'Arquivos Brasileiros de Cardiologia' adlı bilimsel dergide yayımlandı. Maratonların yoğunluğuna rağmen Farias'nın kalbinde herhangi bir hasar belirtisine, troponin seviyelerinde artışa ya da yapısal bozulmaya rastlanmadı. Farias'ın kalbi, haftalarca süren maratona sağlıklı bir biçimde adapte olmuştu. Hugo Farias'nun koşu temposu kalp atışlarının dakikada ortalama 140 olmasıyla, yani maksimum kalp atışının yüzde 70-80'inde kalmasıyla 'güvenli efor' bölgesindeydi. Bu da oksijen kullanımını dengeleyerek, kalbi aşırı zorlamadan performans göstermesini sağladı. Bir hayal olan ancak gerçekleşen rekoru ona yeni bir hayalin kapısını araladı. Şimdilerde Alaska'dan Arjantin'in en güney ucuna, Ushuaia'ya kadar Amerika kıtasını baştan sona koşmak istiyor. Yapılan planlamalara göre Farias'ın önünde 300 gün sürecek ve günlük 85 kilometre koşmasını gerektirecek bir süreç var. Hugo Farias 22 yıllık alışkanlıklarını bir kenara bırakarak vücudunu harekete geçirme arzusu için çok iyi bir plan yapmamış olsaydı belki de istenmeyen sonuçlar yaşayabilirdi.Bu süreçte sağlığını ön plana koyması ve uzman bir ekiple anlaşması kalbinde herhangi bir hasara neden olmadığı gibi sağlığına iyi bile geldi. Biz de onun hikâyesindeki merak edilen noktaları, Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız'la konuştuk. HİPOKRAT'IN DA SIRRI: YÜRÜYÜŞ Günümüzde, spor yapmanın kalp ve damar sağlığı üzerine faydalı olduğunun bilindiğini, bu bilgilerin M.Ö. 5'nci yüzyıla kadar uzandığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yıldız, "Hipokrat o dönemde spor ve sağlıklı yaşam ilişkisini yürüyüş sporu üzerine vurgu yaparak şu şekilde tanımlamıştır: 'Uzun yol yürüyen uzun yaşar.' Spor yapmanın kalp sağlığı üzerindeki etkileri, yapılacak olan egzersizin çeşidine, yoğunluğuna ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı değişiyor. Öncelikli olarak hangi yaş grubunda olursa olsun spora başlayacak bireylerin genel ve kalp hastalıkları açısından bir doktor muayenesinden geçerek, olası riskleri değerlendirilmeli. Dolayısıyla kişinin sağlık durumuna uygun egzersiz tipi, yoğunluğu ve süresi belirlenmeli" açıklamalarında bulundu. Farias'ın hayali başarıyla sonuçlanmıştı. Onun hikâyesi akıllara, "Bu süreçte uzman bir ekibin kontrolünde ilerlemiş olması bu tip radikal hayat değişikliklerinin her zaman sorunsuz ilerleyebileceğinin kanıtı olabilir mi? Hayatı içerisinde düzenli yürüyüş disiplini olmayan biri, bir anda maraton koşucusu olursa ne olur?" sorularını getirdi. Prof. Dr. Ahmet Yıldız bu soruları şu şekilde cevapladı: Alıntı Metni Gelelim maraton geçmişi olmayan ve neredeyse rekor kıracak bir seviyeye gelen birinin kalbinde normal şartlarda hangi bulgulara rastlanacağına. Prof. Dr. Yıldız, "Daha önceden belirli bir egzersiz programına dahil olmamış ve ağır egzersiz yapan bireylerde kalp ve akciğer bu egzersiz yoğunluğuna hazır değildir. Kalp hızı olduğundan çok hızlı artar, daha çabuk yorulur. Akciğer kapasitesi yeterli değildir ve erken seviyede nefes darlığı başlar. Eğer bu kişilerde altta yatan bir kalp ve damar tıkanıklığı hastalığı varsa kalp krizi, kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve ani ölüm ile karşılaşabilir. Diğer taraftan egzersiz esnasında aşırı salgılanan hormon ve endokrin salgı bezleri vücudun hazırlıksız organlarına zarar verebilir" diye konuştu. EuroFighter'da engel kalmadı KALPTE MEYDANA GELEN 4 DEĞİŞİM VAR Farias'ın hikâyesinde olduğu gibi daha önceden spor yapmamış olanlarda düzenli, profesyonel egzersiz programlarının bir süre sonra kalp-akciğer sistemi ve kas-iskelet sisteminde birtakım değişikliklere neden olabileceğini ileten Prof. Dr. Yıldız, "Vücuttaki bu fizyoljik değişikliklerin temel nedeni, maksimum egzersiz kapasitesini en az oksijen tüketimiyle sağlamaktır. Deyim yerinde ise otomobillerdeki en uzun masafeyi, en kısa zamanda ve en az yakıt tüketimiyle sağlamak" ifadelerini kullandı. Kalpte ve akciğerlerde gerçekleşen ve 'Atlet Kalbi' olarak tanımlanan fizyolojik değişiklikleri ise şu şekilde sıraladı: - Kalp duvarları kalınlaşır.- Kalp hacimlerinde artış yaşanır.- Düşük kalp hızı gelişir. (İstirahat kalp hızı genellikle düşüktür (40-60/dk)- Kalp kası hücrelerinde oksijeni daha verimli kullanmak üzere değişimler yaşanır. Bu sayede oksijen taşıma kapasitesi dakikadaki kan pompalama miktarı ve dolayısıyla kalp performansı artar. Farias'ın yaptığı gibi yürüyüş-koşu sporunun tercih edilmesinin, vücudun adaptasyonu ve sağlık açısından bu yaş grubundakiler için en uygun spor olarak gözüktüğünün altını çizen Prof. Dr. Yıldız, "Çünkü kalp ve damar sağlığı için önerilen sporlar genellikle izotonik, aerobik egzersizlerdir. Bunlar yüzme, tempolu yürüyüş, koşu ve bisiklet sürme gibi aktivitelerdir. Bu tür sporlar, kalp hızının kontrollü bir şekilde yükselmesine izin vererek, kalp kasını güçlendirir ve kalp damar hastalığı riskini azaltır. Yarışmalı, ağır ve ani efor gerektiren sporlar, özellikle bu yaştaki bireylerde kalp sağlığı için risk oluşturabilir. Futbol, basketbol ve ağırlık kaldırma gibi sporlar, ağır ve ani güç gerektiren egzersizlerdir. Ağırlık kaldırma (halter, barfiks vb.) gibi vücuda yük bindirmeyi içeren sporlara 'izometrik egzersizler' denir, kalp sağlığı açısından önerilen sporlar değiller" dedi. SPORA BAŞLAYACAKSAK NELERE DİKKAT EDELİM? Düzenli spora başlayacak bireylerin dikkat etmesi gereken hususların altını çizen Prof. Dr. Yıldız, "Spor esnasında kalp hızının yani nabız değerinin bilinmesi önemli. Zira kalp hızı seviyesi uyguladığınız egzersizin yoğunluğunu ve kalbinizin buna olan yanıtını gösterir. Egzersize yeni başlayan bireyler için günlük 10 dakikalık hafif ve orta yoğunlukta egzersizlerle başlanabilir. Belli bir düzeyden sonra orta yoğunluktaki egzersiz için haftada 150 dakika egzersiz idealdir. Bu ise haftada 5 gün 30-45 dakikalık egzersiz anlamına geliyor. Egzersiz sırasında özellikle kaslarımızın oksijene ihtiyacı vardır. Artan bu ihtiyacı kalbimiz hızlı çalışarak cevap verir. Spor esnasında bireyin konuşamaması, bu egzersizin o kişi için yoğun olduğunu gösterir" ifadelerini kullandı. Alıntı Metni Özellikle ailesinde ani ölüm veya genç yaşta kalp damar tıkanıklığı öyküsü olanların ağır egzersiz programı öncesinde mutlaka kardiyolojik açıdan değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldız, "Spora başlayacakların öncesinde sağlık kontrolünden geçmesi olası riskleri azaltmak açısından önemli. Kişinin durumuna göre egzersiz programı belirlenmeli" diyerek sözlerini noktaladı. Eskişehir'deki orman yangınında 10 şehit! Ünlülerden taziye mesajları yağdı İlk kez vitrine çıktı! İşte MSB’nin vurucu gücü

Yorumlar

Benzer Haberler

Sağlık Haberleri