Altan Öymen'e veda! Özay Şendir: Cumhuriyetin çınarları aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler

İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle 19 Temmuz Cumartesi günü hayatını kaybeden Öymen için Meclis Şeref Kapısı önünde tören yapıldı. CHP Eski Genel Başkanı ve 40. Hükümetin Turizm ve Tanıtma Bakanı Mehmet Altan Öymen için TBMM'de düzenlenen törende Öymen'in Türk bayrağına sarılı tabutu görevlilerin omuzlarında TBMM'nin şeref kapısı merdivenlerinin önüne getirildi. Öymen'nin hatırasına saygı duruşunda bulunulmasının ardından dua okundu. Öymen'in cenazesi, CHP Genel Merkezi önünde düzenlenecek tören için TBMM'den uğurlandı. CHP Genel Başkanı Özel de cenaze nakil aracıyla Meclis'ten ayrıldı. ÖZGÜR ÖZEL'DEN ALTAN ÖYMEN'E VEDA CHP Genel Merkezi'nde gerçekleşen törende konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Altan Öymen'e şu sözlerle veda etti; "Cumhuriyet Halk Partisi'nin her kademeden değerli üyeleri için zor bir günde zor bir veda için buradayız. Bir baba uğurlanıyor. Bir kardeşi uğurlanıyor. Bir genel başkan uğurlanıyor. Ancak yaşayan bir hafıza, ayaklı bir kütüphane, nezaketin, centilmenliğin adeta ansiklopedisini uğurluyoruz burada. Yaşadığı her gün, temas ettiği herkesle paylaştığı her dakikasında bir şeyler öğreten, hem de öyle öğretmek için öğreten değil, kendisi yaşayan yanındakine öğreten birisiydi. Ben en zor kararlarda da, en kolay görünen kararlarda da fırsat buldukça hep danışmaya çalıştım ve hep de faydasını gördüm." "ALTAN AĞABEY İSENİZ SİZ YAZARSANIZ, HERKES SİZİ KONUŞUR" Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir ise törende Altan Öymen'i şu sözlerle anlattı; "Altan Ağabey ile beraber çalışabilmenin onurunu yaşamış ve ondan feyz almış birisi olarak geldim. Birkaç Altan Öymen portresinden bahsetmek isterim size. Önce 366 gün öncesine gidelim. Kıbrıs. Hava 39 derece. Altan Ağabey 92 yaşında. Kaldığımız otelde onurlarına bir öğle yemeği verilecek. Otel asansörleri çalışmıyor. Dedi ki; 'Özay, merdivenden inelim. Ben geç kalmayayım, ayıp olur. Altan ağabeyi anlatan özelliklerden bir tanesi bu, 366 gün önce buydu. Ama 18 yaşında, babası iki dönem Trabzon Milletvekilliği yapmış bir CHP'li, CHP'nin yayın organı olarak bilinen gazeteye girmek için defalarca o kapıyı aşındırdı. Ben gazeteci olmak istiyorum dedi. Ne bir telefon, ne bir torpil, ne başka bir şey. ALTAN ABİ'NİN ODASI YOKTU Altan Öymen portresine devam edelim. Anka Ajansı'nı kurdu. Bizde medya yöneticiliği biliyorsunuz biraz şeydir; odalar çok önemlidir. Altan abinin odası yoktu. Özel görüşmelerini mutfakta yapardı. Devam edelim. Altan Ağabey, Türkiye'de askeri darbeleri gülünç duruma düşürmüş adamdır. Nasıl diyeceksiniz? Moliere bir gün sormuşlar. Demişler ki; ya sen hep mizah yazıyorsun ama niye? Demiş ki, insanları vurarak, küfrederek canını bir süre yakabilirsiniz. Ama onları bir kere gülünç duruma düşürürseniz, bunu hayat boyunca unutmazlar. Altan Ağabey 12 Mart Cuntası, Sofya uçağını kaçırmakla suçladı ve yargıladı. Mamak Cezaevinde Uğur Mumcu, kağıttan uçak yapıp, üzerine Sofya uçağı yazıp, onu atıyordu. Ve cümle şuydu, 'Altan uçak kaçırırsa, sadece geç kaldığı için kaçırır.' 12 Eylül, Altan abinin mesleğini elinden aldı. Eski siyasetçi konuşması yasak, köşe yazması da yasak. Niye? Siyasi fikir beyan edecek. Altan abi döndü, Türkiye'nin şehirlerine dolaşmaya başladı. Adana'ya gitti. Adana kebabına soğan olur mu olmaz mı, tartışmasını Adana kebap doktrinini diye yazdı. Türkiye'de yer yerinden oynadı. KALEMİN GÜCÜ Kalemin gücü tam da budur işte. Kalemin illa siyaset yazmak gerekmez. Altan ağabeyseniz, siz yazarsanız herkes sizi konuşur. Altan Öymen'in portrelerine daha devam edebiliriz ama şunu söylemekten onur duyarım; Söz verdiği zaman hep yaptı. Bir kere bile geç kalmadı. Hep dinledi, yol göstericiliği gözüne sokmadan seni değerli olduğuna inandırarak yaptı. Türkiye'de medya kuşağındaki her önemli isminde AltanAğabeyinin payı vardır. Onun gibi dostu olmasını herkes ister ama asıl önemli olan nedir biliyor musunuz? Altan ağabey ile karşı karşıya olsanız bile o kimseye pusu kurmazdı. AltanAğabeyin karşıtlığı da mertçeydi. Bu çok özlediğimiz, çok aradığımız bir özellik. "CUMHURİYETİN ÇINARLARI ARAMIZDAN AYRILSALAR DA HİÇ ÖLMEZLER" Bir tiyatro eseri vardır 'Ağaçlar Ayakta Ölür' diye. Altan Ağabey 1932 doğumlu. Bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. Aman dediler 'Bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim.' Cumhuriyetimize Altan Abi alacaklıydı. Ve şunu söyleyeyim; 'Ağaçlar Ayakta Ölür' bir tiyatro eserinin adı ama cumhuriyetin çınarları aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler." Öymen'in naaşının, yarın İstanbul'daki Teşvikiye Camisi'nde kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verileceği belirtildi.