cupure logo
depremkasımkaybettiistanbuldahayatınıhayatını kaybettiaçıklamatürkiyeeskibaşkanı

Bir kentle ilgili korkutan uyarı! ‘Deprem üretme potansiyeline sahip 3 fay var’

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi iş birliğiyle düzenlenen ‘Kent Jeolojisi: İzmir Kent Sorunları ve Çözüm Önerileri Kolokyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı. Açıklamayı yapan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, kolokyumda sağlıktan suya, körfez kirliliğinden depremlere kadar İzmir sorunlarının tartışıldığını söyledi. İlginizi Çekebilir Önalan, "Su yönetiminde havza bazlı, kapsayıcı ve teknoloji destekli bir dönüşüm planına ihtiyaç vardır. Kısa vadede pilot uygulamalarla somut tasarruf ve etki gösterilmesini; orta ve uzun vadede ise altyapı, politika ve finansman reformlarına başlanması gerekmektedir. Bilimsel yaklaşımla yürütülen sürdürülebilir bir su politikası, derinleşen su krizinde kaçınılmaz hale gelmiştir. Yerel düzeyde olumlu adımlar atılsa da merkezi ve yerel irade bu sorunu çözmekten bir hayli uzaktır. Suyu korumak amacıyla, bazı ülkelerde uygulanan su kullanım kısıtlamaları ve suyun arıtılmasının maliyetini düşürecek olan enerji dönüşümleri kritik öneme sahiptir. Körfez ve kıyı bölgelerinde bütünleşik bir ekosistem temelli yönetim planı hazırlanmalı, var olan planlar güncellenmeli" diye konuştu. 'İZMİR'İN İÇECEK SUYU YOK' Arıtma sistemlerinin sadece teknik değil, biyolojik dengeyi gözeten şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkati çeken Koray Çetin Önalan, "Yeni su depolama alanları ve barajların yapımı, yağmur suyu hasadı, gri su geri kazanım ve diğer yeşil altyapı sistemlerinin yaygınlaştırılması, akıllı su yönetimi sistemlerinin ve katılımcı anlayışının geliştirilmesi su krizinde önem arz etmektedir. Kentimizin su yönetimi aynı zamanda tarihsel su kültürünün tüm yansımalarını bünyesinde barındırmalı, kadim su yapılarımız korunmalıdır. En büyük örneği; Halkapınar kaynakları. Bu kaynaklarını yeterince koruduğumuz söylenemez. İzmir, dik yamaç topoğrafyası, ayrışmış jeolojik birimler ve kontrolsüz hafriyat gibi nedenlerden dolayı jeojenik ve antropojenik heyelan risklerinin yüksek olduğu bir kenttir. Kent genelinde gerek birincil gerekse deprem sonrası ikincil stabilite sorunları ile sık sık karşılaşılmaktadır" ifadelerini kullandı. Meteoroloji ve AKOM’dan yeni uyarı! Pastırma sıcakları bitiyor: İstanbul ve Ankara dahil Barajların ölü hacimden su alınması konusunu değerlendiren Önalan, "İzmir’in içecek suyu yok. Ölü hacimden su almaya kadar geldik. Barajın ölü hacminden su almak demek barajın dibinde biriken organizmaları çekmek demek. Tahtalı Barajı'nda artık su yok. Kış aylarında da sürekli su kesintisine gitmek gerekiyor, yağan yağışlarla barajın dolmasını beklemeyelim. Tüketim her zaman yağışlardan çok olacaktır" dedi. 'MASTER PLANI YAPILIRKEN SEFERİHİSAR, GÜLBAHÇE VE TUZLA FAYI DİKKATE ALINMALI’ İzmir’in tarihinde birçok yıkıcı tarihsel depremle karşılaştığını söyleyen Koray Çetin Önalan, "Son yıllarda yürütülen jeolojik çalışmalar, İzmir’de birçok aktif fayın bulunduğunu ve bunların stres biriktirdiğini göstermektedir. İzmir sınırları içindeki birçok fay deprem üretme potansiyeline sahiptir. İzmir’i depreme hazırlamak için öncelikle ve acil olarak, deprem master planı yapılmalıdır. Son yapılan plan İzmir fayı senaryosunun üzerine kurulmuştur. Yapılan son çalışmalar deprem master planının yeni bir senaryoyla desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. İzmir’de şu an süresini doldurmuş her an deprem üretme potansiyeline sahip 3 fay var. Bunlar Seferihisar, Gülbahçe ve Tuzla fayı. İzmir’de yeni bir deprem master planı hazırlanacaksa senaryo bu 3 fay dikkate alınarak yapılması gereklidir. Bu plan sadece teknik konulara değil aynı zamanda özel gereksinimli bireyler, kadın ve çocuklar ile kent yoksullarının sorunlarına odaklanmalı; deprem risk yönetiminin teknik, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarını da içermelidir. İzmir gibi içinden fay geçen illerin depreme hazırlanmasındaki, teknik, hukuki, idari engellerin aşılması açısından, fay yasası çıkarılmalı ve buna göre bir kentsel planlama yapılmalıdır" diye konuştu. 'BİLİMSEL TEMELLİ BİR İMAR ANLAYIŞININ GELİŞTİRİLMELİ' "İzmir’in jeolojik-jeoteknik koşullarına uygun, bilimsel temelli bir imar anlayışının geliştirilmeli" diyen Önalan, şöyle devam etti: "Rant baskısına boyun eğmeden, deprem riskine duyarlı planlama pratikleri uygulanmalıdır. 30 Ekim depreminin de acı bir şekilde hatırlattığı üzere, yapılaşmaya uygun olmayan alanlar yapı stoku için ayrılmamalıdır. Fay hatları üzerinde ve zemin büyütmesi ve sıvılaşma potansiyeli açısından, uygun olmayan zemin koşullarında yapılaşmanın sonuçları bilinirken, aynı yanlışlarda ısrar etmenin sorumluluğu karar vericilerde olsa da sonuçları tüm kenti etkileyecektir. İzmir’i depreme dirençli hale getirebilmek için, merkezi ve yerel yönetimlerin bu önlemleri acilen alması gerekmektedir." İzmir’in sağlıklı ve dirençli hale getirilmesi için tıbbi jeolojik risklerin tespiti ve önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Koray Çetin Önalan, "Bu anlamda İzmir İRAP kapsamında yürütülen 'jeomedikal risk' eylemlerin hızla tamamlanarak elde edilecek verilerin mekansal planlama süreçlerine entegresi sağlanmalıdır. Öte yandan jeolojik çevrenin doğru okunması, jeolojik süreçlerin insan sağlığı üzerinde etkisi kentimizdeki yerel yönetimlerin gündemine acilen girmelidir. Kentsel dönüşüm sırasında ya da afet sonrası yıkımlarda, asbestli ve ağır metal içeren toz maruziyeti halk sağlığı riski oluşturmaktadır. Yıkım yönetmeliği kapsamında jeoloji mühendisleri de sürece dahil edilerek denetimler yapılmalıdır. Kentsel jeokimya haritaları ve tıbbi jeoloji bilgi sistemleri oluşturulmalıdır" dedi. 'HARMANDALI’DA DERS ÇIKARILMIŞ DEĞİL’ Koray Çetin Önalan, İzmir’in katı atık yönetimi stratejisi tek merkezli değil, bölgesel planlama esasına göre yeniden ele alınması gerektiğini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi hakkında kullandığı ifadeleri eleştiren Önalan, "Başkan Tugay ‘Harmandalı ile ilgili teknik bir sorun yoktur’ diyor. Bu açıklamayı anlamlandıramıyoruz. Harmandalı’da büyük bir felaket var. Yanlış yer seçiminin sonucunda çöp, evlerin üzerine doğru geliyor ve bunu önleme şansı yok. Ne yazık ki ders çıkarılmış değil halen Harmandalı’yla ilgili birtakım projeler üretilmeye çalışılıyor. İzmir’in birkaç tane katı atık depolama tesislerine ihtiyacı var. Harmandalı mutlaka çevresiyle birlikte kapatılıp, afete maruz bölge ilan edilmesi gerekiyor" diye konuştu. Düzenli depolama tesislerinin seçiminde yalnız teknik değil, toplumsal kabul analizlerinin de dikkate alınması gerektiğini ifade eden Önalan, "İzmir’in, kuzey, orta ve güney bölgelerinde, düzenli depolama alanı önerisi teknik olarak değerlendirilmelidir. Kentin deprem riski ve su yönetimi esaslarını dikkate alan, toplumsal katılımlı bir katı atık yönetimi sağlanmalıdır" dedi. Koray Çetin Önalan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem master planı çalışmalarının 'Bütünleşik Afet Master ve Eylem Planı' olarak kurgulanması, heyelan, kaya düşmesi, taşkın, tıbbi jeoloji risklerini bütüncül olarak kapsaması ve afetlerin yıkıcı sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileriyle mücadeleyi esas alması uygun olacaktır. Bu bakış açısı aynı zamanda kentimizdeki kentsel dönüşümün de temel dinamiği olarak kabul edilmelidir." Konut fiyatlarında 'deprem' etkisi! 10 milyon TL'lik evin fiyatı 7 milyon TL'ye düştü

Yorumlar

Benzer Haberler

Son Dakika Haberleri