cupure logo
başkanıgeldicumhurbaşkanıtemmuzgüntürkiyeistanbuldayangıntepkiziyaret

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma sanayiimizin yerlilik oranları bugün yüzde 80'lerin üzerine çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma sanayiimizin yerlilik oranları bugün yüzde 80'lerin üzerine çıktı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle;Saygıdeğer bakanlar, değerli hükümet ve kurum temsilcileri, savunma sanayi sektörümüzün kıymetli mensupları, değerli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF 2025'in açılış merasiminde sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet ve heyecan duyuyorum. Türkiye'nin yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden fuarımızı teşrif eden her bir misafirimize kültür medeniyet ve teknolojinin buluştuğu şehir olan İstanbul'umuza hoş geldiniz diyorum. Fuar kapsamında yapacağınız görüşmeleri varacağınız anlaşmaların, kuracağınız ortaklıkların şimdiden ülkelerimiz, firmalarımız, sektörlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Küresel bir marka haline gelen, bu organizasyonu başarıyla organize eden Milli Savunma Bakanlığımızı Savunma Sanayi Başkanlığımızı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfımızı yürekten tebrik ediyorum. Aynı şekilde ileri teknolojiye sahip savunma ürünleriyle fuarda boy gösteren firmalarımıza teşekkür ediyorum. İlginizi Çekebilir Kendi gök kubbesinde kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikayesini görüyoruz. Fuarımızı olan ilginin her geçen yıl artmasından büyük bir kıvanç ve onur duyduğumuzu burada öncelikle vurgulamak istiyorum. Bu yılki organizasyonda 99 ülke ve uluslararası kuruluştan 219 heyeti temsiyle 937 heyet üyesini misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bine yakın yerli ve 400'ün üzerinde yabancı firma kara, hava, deniz, uzay ve siber güvenlik alanlarında geliştirdikleri ürünleri 6 gün boyunca burada sergileme imkanı bulacak. Pazar gününe kadar 120 bine aşkın profesyonel ziyaretçinin fuara katılımı bekleniyor. Bu değerli buluşmayı salt ticari bir faaliyet savunma sanayi alanındaki ürünlerin tanıtım ve satışının yapıldığı uluslararası çapta bir pazar olarak görmediğimizi özellikle bilmenizi rica ediyorum. Hep söylediğim gibi mesele alışveriş yapmak değildir. Asıl mesele kazan kazan temelinde uzun vadeli ortaklıklar tesis edebilmektir. Mesele ticaretle birlikte kalıcı işbirlikleri geliştirebilmektir. Türkiye olarak biz buna hazırız ve çok yönlü işbirliklerine açığız. IDEF 2025'te ürün ve ekipmanlarıyla yer alan firmalarımızın tamamına başarılar diliyorum. Savunma alanı başta olmak üzere IDEF 2025'in sektör ve firmalarımız arasındaki ilişkilere önemli katkılar yapmasını, yeni işbirliklerine kapı aralamasını, dostluk ve kardeşliğimizi güçlendirmesini temenni ediyorum. "KİMİN KİME GÜCÜ YETERSE" DİYE BİR DÜZEN OLUŞTU Uluslararası sistemin yerini 'Kimin gücü kime yeterse' diyeceğimiz yeni bir düzen alıyor. Haklının güçlü olduğu değil güçlünün haklı olduğu bir anlayış tarzı hızla kanıksanıyor. Haklının hakkını arayacağı uluslararası mekanizmalar ise kendilerinden beklenen görevi icra edemiyor. Türkiye gerek coğrafi konumu, gerekse tarihi, beşeri, kültürel bağları itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biridir. Gazze'de 22 aydır katmerlenerek devam eden soykırımın, İsrail'in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırılarının, Rusya ile Ukrayna arasında 3,5 yılı geride bırakan savaşın Güney Asya'dan Kuzey Afrika'ya Balkanlardan Güney Kafkasya'ya kadar geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamıbir şekilde bizi ilgilendirmekte. Tedbir almamızı müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberi ile kuşatılmış derken bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz. Aksine her gün yaşadığımız bir gerçeği ifade ediyoruz. Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim; Gazze'de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir. 13,5 yıllık zulmün ardından 8 Aralık devrimi ile umutların yeniden yeşerdiği Suriye'ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur. Karadeniz'in güvenliğini tehlikeye atan sıcak çatışmalar aynı şekilde bizim için büyük bir endişe kaynağıdır. Libya'dan Sudan'a Pakistan'dan Afganistan'a nerede bir sıkıntı çatışma istikrarsızlık varsa Tamamı ülkemiz için dikkatle takip edilmesi gereken hassas konulardır. "HİÇ KİMSENİN İÇ İŞLERİNE KARIŞMAK NİYETİNDE ASLA DEĞİLİZ" Türk dış politikası, barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kuruldur. Nüfus peşinde değiliz, tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin iç işlerine karışmak niyetinde asla ve asla değiliz. Tüm kalbimizde, bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz. Elbette bunu isterken gereklerini de yerine getirmekten çekinmiyoruz. "İSRAİL'İN GAZZE HALKINA YÖNELİK NAZİLERİ FERSAH FERSAH AŞAN SOYKIRIMINI GÜNDEMDE TUTACAĞIZ" Nerede bir haksızlık, adaletsizlik, ve zulüm görsek sesimizi de tepkimizi de belli bir üslub içinde açıkça ortaya koyuyoruz. Bu anlayışla İsrail'in Gazze halkına yönelik Nazileri fersah fersah aşan soykırımını tüm insanlığın gündeminde tutmaya devam ediyoruz. İnsani yardımlarımızla birlikte Gazze'deki vahşeti sona erdirmeye dönük diplomatik temaslarımızı da artırmış durumdayız. Gayemiz bir an önce ateşkesin tesis edilmesidir. Gazze'ye insani yardımların girişine izin verilmesi bir başka önceliğimizdir. Maalesef Kızıl Haç'ın bile girişine izin verilmediği gerçekten korkunç bir durum söz konusudur. "NETANYAHU VE KATLİAM ŞEBEKESİ BARBARLIKTA HİTLER'İ ÇOKTAN GERİDE BIRAKTI" Daha önce de söyledim. Netanyahu ve katliam şebekesi barbarlıkta Hitler'i çoktan geride bıraktı. Avrupa'daki Holocaust sürecinde dahi Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler ortaya çıkmadı. Her gün onlarca masumun bir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için can verdiği bir acımasızlığı, zerre kadar insanlık onuru taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamaz. Bu cinnet haline rıza gösteremez. Her kim Gazze'deki soykırıma sessiz kalıyorsa, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor demektir. Gazze'de insanlık ölürken, bebekler, çocuklar ölürken, İnsanlar bir çuval un alabilmek için ölürken, hiçbirimiz buna sessiz kalamayız ve kalmayacağız. "AÇLIKTAN KİTLESEL ÖLÜMLER BAŞLADI" Masum bebeklerin kopmuş kafalarını, o çocukların kopmuş ellerini, bacaklarını, affedersiniz köpeklerin açlıktan yemeye başladığı gömülmemiş cesetleri o açlığı o feryadı annelerin yüreklerimizi yakan o çığlıklarını hiçbirimiz unutamayız.Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde tüm uluslararası toplumu insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Netanyahu'nun ve cinayet şebekesinin. Türkiye olarak en başından beri adil bir dünya nizamı için gayret sarf ediyoruz. Tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Eğer kendi vatanından onurunla yaşamak istiyorsan savunma yeteneklerini güçlendirmek durumundasın. Türkiye yakın tarihinde bu alanda ciddi sınamalarla karşılaştı. 1970 yıllarda Kıbrıs hadiselerinde ve 1990 yıllarında terör dönemlerinde Türkiye yeterli desteği alamadı. Atalarımızın bir sözü vardır: "Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış." Bizi de dost komşu ve müttefiklerimiz mal sahibi yaptı. Tüm ambargo ve baskılara maruz kalan Türkiye bugün savunma alanında öz kaynaklarını harekete geçirerek ciddi mesafe kat etti. "İHA VE SİHA'DA ÖNDE GELEN 3 ÜLKEDEN BİRİYİZ" Göreve geldiğimizde yüzde 20 seviyesinde olan savunma sanayinin yerlilik oranı yüzde 80'lerin üzerine çıktı. Bugün 1380'nin üzerinde proje sayısı ile adeta destan yazıyor. Yerli ürünlerimiz güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesinde etkin rol oynuyor. İHA ve SİHA'da önde gelen 3 ülkeden biriyiz. Dünyada kendi salaş gemisini tasarlayan ve üretin 10 ülkeden biri Türkiye'dir.Savunma sanayi şirketlerimiz geçtiğimiz sene 180 farklı ülkeye ürün ihraç ederek büyük bir başarıya imza attı.

Yorumlar

Son Dakika Haberleri