cupure logo
mayıspakistanistanbuldadepremtürkiyeölübulunduerdoğanalındıbaşkanı

'Deprem kahini' bu kez haklı mı? Tehlikeli sessizlik: Türkiye'nin altında ve hepsi ölü

'Deprem kahini' bu kez haklı mı? Tehlikeli sessizlik: Türkiye'nin altında ve hepsi ölü
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 'Deprem kâhini' diye tanınan Frank Hoogerbeets zaman zaman bilimsel yaklaşımdan uzak ve uç açıklamalarla gündeme geliyor. Pek çok açıklamasında bilinenlerin aksini ifade eden ‘kâhin’, 6 Şubat Depremleri’nden 3 gün önce bölgenin 7.5’le sarsılacağını tahmin ettiğinde de, depremler yaşanana kadar bu herkes için uçuk bir tahmindi. Ancak yaşananlar bunun katbekat fazlasıydı. Hoogerbeets zaman zaman doğru açıklamalar ya da tutan tahminler yapsa da bunların güvenilir bir dayanağı yoktu. Yani aya ve yıldızlara bakarak deprem tahmini yapmak sadece ‘tesadüfler’ üzerine sonuçlar verebilirdi. Hoogerbeets son açıklamasında da dikkat çekici bir ifade kullanmıştı. Ona göre ‘Türkiye’de ölü fay yoktu!’ İstanbul ise büyüklüğü 7.6’ya varacak bir depremi bekliyordu. Peki ama binlerce yıldır hiç deprem üretmemiş ve deprem üretmesi beklenmeyen faylara ne demeliydi? Ya da hiç deprem üretmeden bir anda kırılacak faylar olabilir miydi? Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Hoogerbeets’in Türkiye’deki faylarla ilgili ifadelerini ve kilitli olan fayların ‘tehlikeli sessizliğini’ Milliyet.com.tr’ye anlattı. TÜRKİYE’NİN ALTI ÖLÜ FAYLARLA DOLU! MTA’nın ‘Diri Fay Haritası’na bakarak bile Türkiye’nin her noktasında deprem üretme potansiyeline sahip faylar olduğu açıkça görülüyor. Frank Hoogerbeets’in “Türkiye’de ‘ölü fay’ diye bir şey yoktur. Arap ve Avrasya levhaları arasında sıkışan Anadolu mikro levhası, sürekli olarak Ege Denizi yönüne doğru hareket eder. Bu nedenle her zaman belirli düzeyde stres altındadır” sözleri her yerin deprem tehlikesini anlatmak konusunda doğru olsa da, ‘ölü fay’ olmadığı doğru değildi. Çünkü özellikle Akdeniz, yani Muğla ve Antalya başta olmak üzere pek çok şehrin altını örümcek ağı gibi saran ölü faylar vardı. Türkiye’yi çevreleyen sınır çizgisi üzerindeki her kent, geçmişte deprem üretmiş ancak şu an aktif olmayan fayların üzerine kurulmuştu. Her ne kadar aktif olmasa da bu faylar da haritalanmış ve bilim dünyasına sunulmuştu. Doç. Dr. Bülent Özmen konuya ilişkin açıklamasında, Hoogerbeets’in ‘Ölü fay yoktur’ çıkışının yanlış olduğunu şu sözlerle anlattı: Alıntı Metni Özay Şendir yazdı: 'Trump’ın Erdoğan sevgisi…' MTA'nın Diri Fay Haritası 'KİLİTLİ FAYLAR UZUN SÜRE SESSİZLİK KALABİLİR' 6.2’lik İstanbul depreminden sonra pek çok tartışma yaşanmış ve kilitli faylarla ölü fayların yerleri merak konusu olmuştu. Sismik sessizlik içinde olan yani herhangi bir deprem üretmeyen faylar belki de ölü değil kilitli olabilir. Peki ama bu nasıl anlaşılır? Ölü fay niteliği kazanan fayların özellikleri nelerdir? Doç. Dr. Bülent Özmen bunu,“Son on bin yılda en az bir kere hareket etmiş ve yüzey kırığı oluşturmuş ve gelecekte de yüzey faylanması oluşturma potansiyeline sahip olan faylar diri fay veya aktif fay olarak isimlendiriliyor. Ölü fay ise varlığı bilinen, fakat 2 milyon yıl içinde hiç hareket etmemiş ve deprem oluşturmamış faylara denir. Yani ölü fay, uzun jeolojik zaman süreci içinde kırılmış fakat 2 milyon yıl içinde kırılmamış faya deniyor” diye açıklıyor. Eğer büyük bir depremin ardından 2 milyon yıllık sessizlik sürecinin ilk yıllarını yaşayan bir fay varsa ‘ölü fay’ niteliği kazanması için önünde uzun yıllar var demektir. Yani tıpkı bir depremin öncü olup olmadığını büyük bir deprem olmadan bilemediğimiz gibi, ölü fayları da son ürettikleri depremden en az 2 milyon yıl sonra tanıyoruz. Peki ya kilitli faylar? Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde yer bilimleri doçenti olan Sylvain Barbot, 6 Şubat Depremleri'nden sonra yaptığı açıklamada ölü olduğunu sandıkları fayın 2’nci depremi ürettiğini, “Uzak geçmişte aktif olan ve deprem yaratamayan inaktif bir fay olduğunu düşünürdük, ancak yanılmışız” sözleriyle anlatmıştı. Yani faylar uzun süre deprem üretmese de aktif olabilirdi. 1995’te 10 binden fazla kişiyi hayattan koparan Kobe Depremi de Japon araştırmacıların dikkatini bu yöne çekmişti. Çünkü 18 Ocak ile 31 Aralık 1995 arasında ülke çapındaki GPS’lerin kaydettiği temel çizgi değişikliklerinin ters analizi, fayın varlığını kısmen gösteriyor ve bu depremin bölgede önceden var olan bir fayın yeniden aktifleşmesiyle olabileceğini düşündürüyordu. Çıkarılan fay düzleminde derinlikte neredeyse hiç depremin (ML>2.0) meydana gelmemesi, fay aktivitesinin büyük ölçüde asismik olduğunu düşündürmüştü. Ancak bu Kobe Depremi'yle doğruluğunu yitirmişti. Kilitli faylar da uzun süre sessiz kalabilir ve sonunda kırılabilirdi. Doç. Dr. Bülent Özmen bunu şöyle açıklıyor: Alıntı Metni Ve savaş başladı! Hindistan Pakistan'ı vurdu, ölü ve yaralılar var HOOGERBEETS’İN 7.6’SI NE KADAR DOĞRU? Deprem konusunda zaman zaman yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Frank Hoogerbeets’in İstanbul için de söyleyecekleri vardı. 'Deprem kâhini' olarak da bilinen Hoogerbeets, pek çok uzmanın tartışma konusu olan olası İstanbul depreminin büyüklüğünü 7.6’ya kadar varabileceği yönünde değerlendirmişti. "Türkiye'nin batısında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Marmara Denizi'nde, 12 km derinlikte gerçekleşti. Bu bölge, 1509 yılında İstanbul'un doğusunda meydana gelen 7.2 ve 1766 yılında batısında meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremler gibi 7.0-7.6 aralığında depremler üretebilecek potansiyele sahiptir. Bugünkü deprem güçlüydü ve artçı sarsıntılar yaşanabilir" sözleriyle İstanbul’a dikkat çeken ‘deprem kâhininin’ açıklamalarını Doç. Dr. Bülent Özmen yorumladı. Doç. Dr. Özmen, “Marmara Denizi ile ilgili çok sayıda çalışma var. Marmara Denizi içindeki aktif faylar haritalanmış durumda. Geçmişte Marmara Denizi içinde çok sayıda yıkıcı depremin meydana geldiği de birçok çalışmayla ortaya çıkarıldı. Marmara Denizi içinde aktif fay haritalarına, bu fayların türüne, uzunluğuna ve geçmişte üretmiş olduğu deprem büyüklüklerine bakarak 7’den büyük deprem üretme potansiyeli olduğu, hatta en kötü senaryoya göre bunun 7.6 büyüklüğüne kadar çıkabileceği birçok çalışmayla ortaya çıkarıldı. Hoogberts de bu çalışmalara bakarak İstanbul’da 7.6’ya kadar deprem olabileceğini söylemiş olabilir. Adalar Fayı da MTA tarafından yayınlanan Türkiye Diri Fay Haritası'nda aktif bir fay olarak gösterilmiştir. Bu fay üzerinde zaman zaman meydana gelen depremler de fayın aktif olduğunu gösteriyor. MTA tarafından yapılan haritanın yanında çok sayıda bilimsel çalışmada da Adalar Fayı'nın aktif/diri fay olduğu ortaya konuldu” diyerek sözlerini noktaladı. Survivor Almeda Baylan diskalifiye oldu! Acun Ilıcalı nedenini açıkladı Fenerbahçe'de Başkan Ali Koç'tan kritik seçim kararı! Yol haritası belli oldu

Yorumlar

Benzer Haberler

Son Dakika Haberleri