cupure logo
chpyakalandıerdoğanistanbultalebikongresitutuklamaistanbuldauyuşturucuortaya

‘Her probiyotik mucize değil’

‘Her probiyotik mucize değil’
Didem Seymen - ​Probiyotik modası sosyal medyadan market raflarına uzanıyor. “Bağırsak sağlığı” reklamıyla birçok probiyotikli ürün pazarlanıyor. Probiyotikler, “İnsanlarda bağırsak florasında yaşayan ve sindirime yardımcı olan bakterilerdir, doğal mikroorganizmalardır” diye tanımlanıyor. Uzmanlar ise probiyotikli ürünlerin mucize yaratmadığını belirtirken, “Herkes için geçerli tek bir bağırsak modeli yok, basit çözümler nadiren işe yarar” diyor. Bilim insanlarına göre, bağırsak sağlığını korumanın en güvenilir yolu, lif zengini beslenme, fermente gıdaları ölçülü tüketme, yeterli su. Takipçi sayısına değil, uzmanlığa bakın ‘Bağırsak dostu beslenme liftir’ Uzman Diyetisyen Ayça Sena Yılmaz: Bağırsak sistemini desteklemenin en etkili yolu liften zengin, doğal beslenme. Bağırsak dostu beslenmenin temeli posa yani liftir. Günde en az 2 bin 530 gram lif alınmalı. Lif, tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve baklagillerden sağlanabilir. Bu beslenme tarzı, bağırsak florasını güçlendirir. Ayrıca prebiyotiklerle de bağırsak dostu bakteriler beslenmeli. Probiyotiklerin etkisini artırmak için muz, yulaf, soğan ve keten tohumu gibi prebiyotik besinleri de tüketmek gerekir.” ‘Bağışıklık sistemi için önemli’ Prof. Dr. İbrahim Ertuğrul: “Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikroorganizma, beyin fonksiyonlarından bağışıklık sistemine kadar birçok alanı etkiler. Bu denge bozulduğunda sindirim sorunları, bağışıklık zayıflığı, depresyon görülebilir. Sağlıklı mikrobiyotanın anahtarı doğal ve fermente gıdalarla beslenmek, işlenmiş ve şekerli gıdalardan uzak durmak. Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdalar mikrobiyom çeşitliliğini artırır. Ancak aşırı antibiyotik kullanımı ve ultra işlenmiş gıdalar bu dengeyi bozar. Bitkisel ve hızlı çözüm vadeden ürünlerin güvenilirliği sorgulanmalı. Bazı bitkiler bağırsakları tahriş edebilir, müshil etkili bitki çaylarının sürekli kullanımı bağırsak tembelliğine yol açabilir.” ‘Çok az deniz buzu kalmış’ Brezilyalı denizci ve yazar Tamara Klink (28) eylül ayında Kuzey Kutup Dairesi’nin üstünde kalan bölge olan Arktik’te “Sardinha 2” adlı 10 metrelik teknesiyle tek başına yelken açtı. İklim değişikliği sonucu buzulların erimesiyle mümkün olan bu yolculuğuyla, Atlantik’ten Pasifik Okyanusu’na tehlikeli Arktik yolculuğunu tamamlayan ikinci kadın ve ilk Latin Amerikalı oldu. Arktik’teki yelkenli yolculuğunda çok az deniz buzuyla karşılaştığını söyleyen Klink, “Böyle bir yolculuk 30 yıl önce buzkıran gemisi olmadan mümkün değildi. Grönland ile Alaska arasındaki 6 bin 500 kilometrelik yolculuğumda yolun sadece yüzde dokuzunda buz buldum ki bu çok az bir miktar” dedi. Güney Atlantik Okyanusu’nu tek başına kürek çekerek geçen ilk ve tek kişi olan ünlü Brezilyalı kâşif Amyr Klink’in kızı olan sporcu, “Cesur önlemler alınmazsa buzulların hepsini kaybederiz. Benim yolculuğum da hem bir meydan okuma hem de küresel ısınma konusunda bir uyarı” diye konuştu. Gümüşte neler oluyor?

Yorumlar

Son Dakika Haberleri