cupure logo
kaybettihayatınıbulunduağustoshayatını kaybettidepremeskidöndütepkiölü

Karar var koruma yok

Kadınların şiddet ve ölüm tehditlerine karşı başvurduğu koruma kararları uygulamada etkisiz kalıyor. Son örnek Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde yaşandı. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Ali Eren Somun, boşanma aşamasında olduğu Sinem Somun’un evine balkondan girerek genç kadını katletti. Olay yerine ilk ulaşan bekçi de saldırgan tarafından yaralandı. Sinem Somun’un daha önce birçok kez ölümle tehdit edildiği öğrenildi. Bu cinayet, kadınların korunma kararlarına rağmen nasıl savunmasız kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2024 yılında koruma kararına rağmen 20 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 2025’in ilk altı ayında ise hakkında aktif koruma kararı bulunan dokuz kadın katledildi. ‘Yaklaşırsa ara’ Kadına yönelik şiddet vakalarında verilen koruma kararlarının çoğu zaman uygulanmadığını söyleyen Avukat Şükran Eroğlu, kadınların yalnız bırakıldığını, faillerin ise sistemin boşlukları sayesinde cesaretlendiğini belirterek, “Koruma kararları kağıt üstünde kalıyor. Çünkü uygulama yok. Kadına bir telefon numarası veriliyor, ‘Yaklaşırsa ara’ deniyor. 7/24 koruma neredeyse hiç sağlanmıyor. Elektronik kelepçe sayısı sınırlı. Sığınma evleri yetersiz. Kadının ekonomik ve fiziksel güvencesi yok. Oysa biz yıllardır bu sistemin koruyucu değil, caydırıcı işlemesini talep ediyoruz” dedi. Eroğlu, “Fail biliyor ki birkaç yıl içinde bir şekilde dışarı çıkacak. Af çıkar, infaz indirimi olur, iyi hal uygulanır... Bu tablo cezasızlık algısını pekiştiriyor. Kadını öldürmenin bedelinin çok da ağır olmadığını düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi. ‘Eşindir, barışırsınız’ Kolluk kuvvetleri ve mülki amirlerin de bu konuda yetkili olduğunu belirten ŞükranEroğlu, “Polis, kadını evine göndermekle değil, onun güvenliğini sağlamakla görevlidir. Kolluk da mülki amir de geçici koruma tedbiri alabilir. Ama çoğu zaman alınmıyor. Kadın karakola gittiğinde hala ‘Eşindir, barışırsınız’ deniliyor. Bu bir ihmalkarlık değil, açıkça görevi ihlaldir. Şiddetin olduğu bir birliktelik aile değildir. Kadınların yaşam hakkı, hiçbir siyasi ya da ahlaki kaygının gerisine itilemez. Devletin görevi, kadını yaşatmak. Ama bugün tam da bu koruma sisteminin çökmesi ve cezasızlık kadınları öldürüyor” diye konuştu. Şellavcı davası emsal niteliğindeHülya Şellavcı, 2022 yılında boşanma sürecinde olduğu Kaffar Yeğiden’den gelen tehditler nedeniyle defalarca kolluk güçlerine şikayette bulunduğu ve koruma kararı aldırdığı halde öldürüldü. Şellavcı’nın damadı ve aynı zamanda ailenin avukatı olan Ensar Aktürk’ün İçişleri Bakanlığı’na devletin hizmet kusuru olduğuna dair açtığı dava tazminatla sonuçlandı. İzmir 3. İdare Mahkemesi, Bakanlığın aileye geçen yıl 2,5 milyon lira tazminat ödemesine karar verdi. Bu dava korunma kararına rağmen katledilen kadınlar için emsal niteliğindeydi. Ayşe Tokyaz cinayetindeihmal vardı İstanbul’da geçen ay işlenen Ayşe Tokyaz cinayetinde de benzer bir ihmal iddiası gündeme gelmişti. Esra Tokyaz, ikizinin tehdit edildiğini söyleyerek emniyete başvurmuş, durumun ciddiyetine dikkat çekmişti. Ancak buna rağmen gerekli tedbirler alınmadı ve Ayşe Tokyaz, eski polis Cemil Koç tarafından katledildi.

Yorumlar

Benzer Haberler

Son Dakika Haberleri