cupure logo
depremölücumhurbaşkanıistanbuldabaşkanbaşkanıormanizmiryılhayatını

Kayıp dikkat çağı

Her geçen gün daha fazla kişi aynı şeyden yakınıyor: Odaklanamıyoruz. Dikkatimiz hızla dağılıyor, zihnimiz sürekli başka bir şeye yöneliyor. Kitap okumak, ders çalışmak, iş konsantrasyonu, eskiden uzun süre sabırla sürdürülebilirken bugün birkaç dakikanın ötesine geçmek zor hale geldi. Uzmanlara göre nörobiyolojik mekanizmalar, psikolojik süreçler, dijital dünyanın yoğun uyaranları ve modern yaşamın getirdiği stres bir araya gelerek dikkatimizi adeta tüketiyor. İlginizi Çekebilir Beş neden Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Günay Budagova (Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi), araştırmalarda dikkat süresinin abartılı da olsa ortalama üç dakikaya düştüğünün ortaya çıktığını belirtiyor. “Bu sadece ‘kişisel irade’ sorunu değil, nörobiyolojik, çevresel ve toplumsal faktörlerin ortak etkisi” diyen Budagova, dikkat dağınıklığının nedenlerini şöyle sıralıyor: 1) Dijital uyaran yoğunluğu: Bildirimler, kısa videolar, hızlı içerik tüketimi beynin ödül sistemini hızlı ve küçük uyarılarla yeniden koşullandırıyor. 2) Çoklu görev alışkanlığı: Telefon, bilgisayar ve sohbet gibi işleri aynı anda yapmaya çalışmak, dikkat kaynaklarını sürekli bölüyor. 3) Stres ve kaygı düzeyindeki artış: Kronik stres altında amigdala aşırı uyarılırken, dikkat ve hafızadan sorumlu hipokampüs zayıflıyor. Kaygı arttığında ise zihin sürekli tehdit taraması yapıyor, bu da odaklanmayı güçleştiriyor. 4) Uyku düzensizlikleri: Geç saatlere kadar ekran kullanımı melatonin salgısını baskılıyor. Uyku eksikliği ise dikkat, yürütücü işlevler ve çalışma belleği üzerinde güçlü olumsuz etkilere yol açıyor. 5) Dürtüsellik ve ödül erteleme güçlüğü: Modern yaşam hızlı tatmin odaklı. Bu da sabır ve süreklilik gerektiren işlere odaklanmayı zorlaştırıyor. Bildirimleri kapat! Dikkat süresini uzatabilmek için uygulanabilecek yöntemlere de değinen Budagova şunları söyledi: ■ Bildirimleri kapatmak, sosyal medya kullanımını sınırlamak ve Pomodoro tekniği ile zaman bloklarıyla çalışmak faydalı. ■ Günde 10-15 dakikalık meditasyon, dikkatle ilişkili beyin bölgelerinde kalınlaşma sağlayarak odaklanmayı uzatabiliyor. ■ Monotasking, yani aynı anda tek bir iş yapmaya odaklanmak derin çalışmayı geliştirir. ■ 7-8 saatlik kaliteli uyku, dikkat ve hafızayı destekleyen en güçlü faktörlerden biridir. ■ Yürüyüş veya koşu gibi egzersizler, dikkat ve öğrenmeyi destekleyen BDNF seviyelerini artırır. ■ Kısa molalar beynin varsayılan mod ağını devreye sokarak odaklanmayı tazeler. ■ Aşırı kafein dikkat dalgalanmalarını artırır, dengeli beslenme ve omega-3 takviyesi ise dikkat süreçlerini olumlu etkiler. Fizyolojik ya dapsikolojik olabilir Klinik Psikolog Gamze Gülsoy Ragıpoğlu (Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi): Hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon, öğrenme bozuklukları, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres ve alkol-madde kullanım bozukluğunun dikkat süresinde kısalmayla ilişkisi olduğu görülmektedir. Hem çocuklarda hem yetişkinlerde aşırı strese maruz kalma, sağlıksız beslenme ve uyku sorunları, düzensiz yaşam, aşırı ekran kullanımı gibi nedenlerde odaklanma becerisini etkilemektedir. Ayrıca bazı vitamin, mineral eksiklikleri ve nörolojik hastalıkların dikkat süreçlerini etkilediği görülmektedir. Ekran süresini azaltın Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Uğur Karabağ: Ekranda gördüğümüz görüntüler her saniye defalarca değişiyor. Sonrasında ise biz insanlardan sabit kalan ve değişmeyen bir materyale odaklanmalarını istiyoruz. Her saniye değişen, dopamin sisteminin sürekli uyarıldığı akışa alışmış birinin, sabit ve değişmeyen bir içeriğe dikkatini vermesi elbette zorlaşıyor. İşte bu nedenle hem çocukların hem de yetişkinlerin gerçek, elle tutulur, sürekli değişkenlik göstermeyen ortamlara da ihtiyaçları var. Çalınan dikkatimizi geri almak mümkün. Ekran süresini bir anda tamamen kesmek yerine, günün belirli zamanlarını ekransız geçirmekle başlanabilir. Ayrıca günlük yaşantımıza dikkat ve konsantrasyon gerektiren etkinlikleri eklemek büyük fayda sağlar. Spor yapmak, bulmaca çözmek, kitap ve gazete okumak, hatta basit kes-yapıştır etkinlikleri bile dikkati yeniden toparlamaya yardımcıdır. İş dünyası nasıl başa çıkıyor? Kolay İK COO’su Tunca Üçer: İş dünyası, dikkatimizi bir an bile rahat bırakmayan dijital bir çağlayanın hemen dibinde yüzmeye çalışıyor. Bu durumdayken sosyal medya ve benzeri araçların kullanımını denetlemeye çalışan politikalarla veya çalışanları daha sıkı gözetleyerek verimliliği artırmaya çalışmak ise bu akıntıya karşı kürek çekmeye benziyor. Belki de artık en değerli varlığımız olan zamanı, 8 saatlik kesintisiz bir verimlilik yanılsamasıyla ölçmekten vazgeçmeliyiz. Asıl odaklanmamız gereken şey zaman, verimlilik ya da odaklanma gibi metrikler değil, ortaya çıkan işin anlamı ve değeri olmalı. Esenlik uygulamaları Wellbees CEO’su Melis Abacıoğlu: Şirketlerin iş gününü esenliği de gözeterek kurgulamaları gerekiyor. Microsoft Teams gibi günlük iş araçlarına entegre esenlik çözümleriyle çalışanların odağını koruyup aynı zamanda nefes almaları, esnemeleri, kısa bir meditasyonla toparlanmaları veya küçük bir check-in yaparak kendilerini yenilemeleri mümkün kılınabilir. Bu esenlik uygulamaları bir lüks değil, tam aksine işi sürdürülebilir kılmanın ta kendisi olarak görülmelidir. Eğitimler düzenleniyor Allservice Yönetim Kurulu Başkanı ve İK Uzmanı Ebru Akyüz: Allservice olarak çalışanlarımızın sosyal medya ve dijital dünyadan olumsuz etkilenmemesi için öncelikle ‘dijital farkındalık’ eğitimleri düzenliyoruz. Ayrıca ofis içinde ‘odaklanma saatleri’ uygulamaları, esnek mola düzenleri ve açık iletişim kültürü ile çalışanların işlerine daha konsantre olabilecekleri ortamı oluşturuyoruz. Ekiplerimizi, dijital araçları ‘kontrollü ve bilinçli’ kullanmaya teşvik ediyoruz. EĞİTİMDE DURUM NE? Öğrenme süreleri ve içerik yeniden yapılandırılmalı İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Baştuğ: Odaklanma sorununu özellikle ilkokul ve ortaokul düzeylerinde daha sık yaşanıyor. Gelecekte öğrenme sürelerinin ve içeriklerinin yeniden yapılandırılması zorunluluk gibi görünüyor. Öğrenciler günümüzde ‘Bir ısırımlık öğrenme’ diye ifade edilen nano öğrenme, mikro öğrenme gibi yaklaşımlara daha yatkın. İçeriği az, süresi kısa öğrenme süreçleri öğrencilerin daha fazla ilgisini çekiyor. Dinlemek yerine kayıt Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş: Lisans öğrencilerinde akıllı telefonlardan dolayı derslere hatta sınavlara odaklanma konusunda sorunlar artış eğiliminde. Telefonu sessize alıyorlar ama gözleri sürekli ekranda. Bildirim gelince, hoca da bir anlık arkasını dönünce mesaja odaklanıyorlar. Bazıları dersi dinlemek ve notlar almak yerine telefonu ses kayıt cihazı olarak kullanıyor. ‘Video izlemek istiyorlar’ Bir ilkokul öğretmeni ise “Derslerde sabırsızlar. Uzun metinleri okumak istemiyorlar. Çalışmaları eksik bırakıyorlar. Ders yapmak yerine akıllı tahtada ya da tablette video izlemek istiyorlar. Öğrencileri odaklamak için eğlenceli şeyler anlatmaya, oyunlar oynamaya çalışıyoruz ama onlar da bile sıkılıyorlar” dedi.

Yorumlar

Son Dakika Haberleri