cupure logo
ekimcumhurbaşkanıdünyaerdoğankadıntürkiyemillikızbarışerdoğandan

Kolajen takviyesi bir mucize mi?

Didem Seymen - Kolajen takviyelerinin popülerliği konuyu bilimin gündemine taşıdı. Kolajen; cildin dolgun ve elastik, kemiklerin ve eklemlerin güçlü, saç ve tırnakların sağlıklı kalmasını sağlayan temel bir protein. 25 yaşından itibaren vücutta doğal üretimi azalmaya başlıyor. Bu azalma, kırışıklıklar, eklem sertliği ve kas elastikiyetinde düşüş gibi etkilerle hissediliyor. Peki, gerçekten takviyelerle bu azalan depolar yenilenebilir mi? Bazı dermatologlar, ilerleyen yaşlarda azalan kolajeni dengelemek için “erken dönemde stok yapmayı” yani kolajen takviyesine genç yaşta başlamayı öneriyor. Ancak uzmanlar bu yaklaşımın bilimsel dayanaklarının sınırlı olduğuna dikkat çekiyor. ‘Takviye desteği mütevazı düzeyde’ Prof. Dr. Ömer Faruk Elmas: “Kolajen takviyelerinin etkilerini değerlendirirken temkinli yaklaşmak gerekir. Evet, bazı olumlu etkiler var ama bunlar genellikle mütevazı düzeyde. Araştırmaların çoğu küçük katılımcı gruplarıyla yapılmış ve bazıları takviye firmaları tarafından desteklenmiş. Bu yüzden sonuçlar umut verici olsa da henüz güçlü bilimsel kanıtlar yok. Kolajen takviyeleri mucize olarak görülmemeli, ancak cilt ve eklem sağlığını destekleyici bir rol oynayabilirler.” ‘35 yaş altına gerekmiyor’ Doç. Dr. Tuğrul Ergün: “Özellikle 45 - 55 yaş grubunda görülen eklem, omurga ve omuz ağrılarının büyük kısmı dejeneratif nedenlere bağlı. Bu durumda konservatif tedaviler (egzersiz, fizyoterapi, ilaç, yaşam tarzı değişikliği) yetersiz kalırsa enjeksiyon ya da cerrahi düşünülebilir. Bu hasta grubunda kolajen takviyesi faydalı ve gerekli olabiliyor. Ancak gençler için tablo farklı. 35 yaş altı bireylerde dejeneratif nedenler daha az görülür, bu yüzden kolajen kullanımı genellikle gerekli değildir. Bu yaş grubunda egzersiz, dengeli beslenme ve uyku düzeni, kolajen için etkilidir. Çalışmalar, kolajen takviyelerinin ciltte nemi artırabileceğini ve bazı vakalarda da eklem ağrılarında azalma sağladığını gösteriyor.” Yaşam tarzı önemli Kolajen üretimini desteklemenin en doğal yolları dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku. C vitamini, çinko, bakır gibi besin öğeleri de kolajen sentezinde kilit rol oynuyor. Uzmanlara göre takviyeler, özellikle belirli yaş üstü ve kronik eklem problemi yaşayan bireylerde yardımcı olabilir ancak bilimsel olarak “yaşlanmayı durdurmak” gibi bir gücü yok. Gençler bile yüz gerdiriyor Günümüzde 20’li, 30’lu yaşlarındaki kişiler bile yüzlerini ameliyatla gerdiriyor. Ünlüler de dahil birçok kişi operasyonları gizlemiyor; önceki ve sonraki fotoğraflarını sosyal medyada mutlulukla paylaşıyor.Gençlerin yüzlerini gerdirmesinde birkaç faktörün etkisinden söz ediliyor. Birincisi, sosyal medyada iyi görünmek. İkincisi botoks, dolgu gibi cerrahi olmayan yöntemlerle uğraşmak yerine temel çözüme yönelmek. İngiliz Estetik Plastik Cerrahlar Birliği Başkanı Nora Nugent ise sebepler arasında kilo verme ilaçlarının yaygınlaşmasının da yer aldığını belirtiyor. Nugent, “Zayıflama ilaçlarıyla çok hızlı kilo vermek, cildin sarkmasına neden oluyor. Yüz germe, sarkan deriden kurtarıyor” diyor. İngiliz cerrah Simon Lee ise sebepler arasında yüz ve boyun germe operasyonlarının çok daha kolay yapılmasını da sayıyor. Ama tüm uzmanlar, yetersiz koşullarda yapılan yüz gerdirme ameliyatlarının da faciayla sonuçlandığı uyarısında bulunuyor. ‘Türkiye’de ameliyat oldum, beğendim’ ■ BBC’ye konuşan 28 yaşındaki Kanadalı iş kadını Emily, Türkiye’de altı kez ameliyat olarak biçimli keskin bir çeneye, yüksek elmacık kemiklerine ve tilki bakışlarına kavuştuğunu söyledi. Bu operasyonlar sayesinde hayatının değiştiğini belirten Emily, şimdi kendisine çok daha iyi baktığını aktardı. ■ 34 yaşındaki Julia Gilando ise yüzündeki asimetreyi düzelttirmek için Türkiye’de 8 bin dolara (335 bin TL) ameliyat olduğunu ifade etti. ■ 47 yaşındaki TV sunucusu Caroline Stanbury de “Yüzümü gerdirdikten sonra kendimi çok iyi hissediyorum. Harika görünmek için neden 60’lı yaşlarımı bekleyeyim ki” dedi.

Yorumlar

Son Dakika Haberleri