cupure logo
mayıserdoğankaybettiözelehayatınıbulunduölühayatını kaybettiistanbuldaortaya

Müttefikle yeni dönem

Müttefikle yeni dönem
AYDIN HASAN - ASENA YATAĞAN / Ankara - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın son telefon görüşmesi iki ülke arasındaki yeni döneme ilişkin dikkat çekici ip uçları veriyor. Görüşmenin uzunluğu kadar, taraflardan görüşmeye dair gelen mesajlar da kurulan sıcak diyaloğun iki ülkenin Ukrayna, Suriye ve Gazze gibi bölgesel konularda iş birliği yapabileceğine işaret ediyor. Uzmanlar, Ankara - Washington hattında yapılacak ziyaretler ile NATO müttefeki iki ülkenin ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceği görüşünü dile getiriyor. Beş konu gündemdi ABD Başkanı Trump’ın 20 Ocak’ta görevine başlamasının ardından iki lider arasındaki ikinci görüşme önceki gün gerçekleşti. Oldukça uzun sürdüğü belirtilen görüşmede savunma sanayi işbirliği, İran ile müzakere süreci, Rusya - Ukrayna Savaşı, Gazze’deki durum ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve yaptırımların hafifletilmesi olmak üzere beş temel konu başlığı değerlendirildi. Telefon görüşmesi, ABD’nin yeni büyükelçisi Thomas J.Barrack görevine başlamak üzere Ankara’ya doğru yoldayken gerçekleşmesi de dikkat çeken bir başka nokta oldu. Görüşmeden yansıyanlar arasında iki liderin yüz yüze görüşme için birbirlerine karşılıklı davet yaptıkları da yer aldı. Türkiye ile ABD arasındaki belli başlı sorun alanlarını; ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK’nın kolu olan SDG - YPG’ye desteği, FETÖ’nün himayesi, savunma sanayiine yönelik CAATSA yaptırımları, Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması, Kıbrıs Rum yönetimine silah ambargosunun kaldırılması kararının uzatılması, Yunanistan ile kurulan askeri iş birliğinin ilerletilmesi gibi konular oluşturuyor. Uzmanlar, Erdoğan ile Trump arasındaki yakın diyaog ile iki ülke arasında dile getirilen lider düzeyindeki ziyaret trafiğinin iki ülke ilişkilerine muhtemel etkilerini Milliyet’e değerlendirdi. ‘F-35 meselesi çözülebilir’ Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan: Trump açısından öncelikli konunun Rusya-Ukrayna savaşı olduğu ortaya çıktı. Burada Türkiye açısından da Gazze ve Suriye ön planda. İki taraf açısından eşit derecede önemli olan husus ise ikili ilişkilerin geliştirilmesi. Bunun bir çok boyutu var sadece savunma değil. Enerji ile ilgili hususta ABD bir yandan Türkiye’ye sıvılaştırılmış kaya gazı satmak istiyor. Bir taraftan da Türkiye’deki enerji kaynaklarının işletilmesinde iş birliği yapmak istiyor. Şöyle bir gerçek var, Türkiye şu an Kaan uçakları envantere girinceye kadar F-35’lere ihtiyaç duyuyor. Çünkü 5. nesil savaş uçağı ihtiyacı Türkiye’nin civarındaki gerginlikleri eğer dikkate alınırsa kaçırılmaz. Neden? İran’la İsrail arasındaki meselelere, terörle mücadeleyle ilgili Türkiye’nin gündemine bakarsanız, Türkiye’nin 5. nesil uçağı kısa vadede ihtiyaç var. Ve hali hazırda da ABD’de tutulan 6 tane uçağımız var. Dolayısıyla ilk etapta bu 6 uçağın Türkiye’ye getirilmesi, ikinci etapta geri kalan uçakların Türkiye’ye devri. Şu ana kadar Türkiye’nin programdan çıkarılmasıyla birlikte zincirinde Türk şirketlerinin yerini diğer firmalar dolduramadı. Bu nedenle program açısından bu olumlu bir gelişme olacaktır. Dolayısıyla bu üç aşamalı süreç gerçekleşecek Trump yönetiminde. Yunanistan ve İsrail’in özellikle karşı sesleri var. Ancak “Önce Amerika” sloganı nedeniyle Trump’ın Yunanlıların veya İsraillilerin ne istediği konusunda çok da gönüllü olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle altı uçağın alınması, diğer siparişlerin teslimi ve programa katılma gibi F-35 meselesi bence çözüme kavuşturulabilir. ‘Türkiye hariç herkese sataştı’ Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: Trump’ın kendi prestiji yönünden en önemli konulardan bir tanesi Rusya ile Ukrayna arasındaki sorun. Rusya’yı bir noktada olabildiğince yola getirmek ve bir çözümü tetikleyebilmek ihtiyacı içinde. Onun için Türkiye’nin hem Putin’le hem de Zelenski’yle olan ilişkileri dikkate alındığında Trump’a, Türkiye yardımcı olabilir. Orta Doğu itibarıyla da ciddi sıkıntılar var. Hem Suriye’de son zamanlarda İsrail’in tutumundan tutun da İran meselesi gibi bunların hepsinin ayrı ayrı düşünülmesi lazım. Trump, bu konularda da aynı şekilde Türkiye’nin yerinin ve bunun çözümlenmesi hususundaki gayretlerinin onun için de yararlı olacağı düşüncesiyle hareket etmiştir diye düşünüyorum. Ciddi bir adım Trump’ın Cumhurbaşkanımıza ne kadar güvendiği ve ne kadar onu övdüğü hususunu da geri plana atmamak gerekiyor. Burada iki şey çok ön plana çıktı. Birincisi bugüne kadar dünyada Türkiye hariç herkese sataştı Trump. Cumhurbaş-kanımızı övdü, ona ihtiyaç olduğunu gösterici ve bu ilişkiyle sürdürme niyetini ortaya koyan bir tutum işine girdi. Bu karşılıklı ziyaretler ile başka bir boyuta daha taşınacaktır diye bekleniyor. Yapılmış olan görüşmenin bulunduğu tarafları bir şekilde birbirlerine daha da yakınlaştırma hususunda atılmış ciddi bir adımdır şeklinde görmek lazım. Nereye kadar gider? Kongre’yi ikna edebilir mi bizim F-35’ler vs. bunlar da gündemde. Oraya kadar gider mi? Orta Doğu konusunda daha değişik bir pozisyon alır mı? Bunları bekleyip görmek lazım. Şu anda dünya çapında baktığımızda güven duygusunun hangi derecede olduğunu dile getirdiği tek lider Cumhurbaşkanımız. Dolayısıyla yakın bir gelecekte bununla nasıl bir tezahürü olacak, bizden ne hangi konularda arabuluculuk veya meselenin çözümünde destekleyici bir rol beklediğini göreceğiz. ‘90 dakikalık görüşme derin bir mana taşıyor’ ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: Türk-Amerikan ilişkileri Trump ile birlikte yeni bir döneme girmiş vaziyette. Trump, Türkiye ve ABD’yi Akdeniz, Kıbrıs ve Suriye dahil farklı bölgelerde karşı karşıya getirmeye çalışan bir takım plan, proje ve eylemlere karşı telefon diplomasisi üzerinden ‘Ankara ile daha güçlü bir işbirliğini hedefliyoruz’ şeklinde güçlü bir mesaj vermiş durumda. Dolayısıyla Washington-Ankara hattındaki bu telefon diplomasisi, zamanlaması itibarıyla Tel Aviv’e de bir uyarı niteliğinde kabul edilebilir. Trump, Netanyahu’ya ‘makul ol’ mesajını bir kez daha vermek zorunda kalmış görünmekte. 90 dakikalık görüşme, bu açıdan semboliğin ötesinde daha geniş ve derin bir mana taşımaktadır. Türkiye’ye ve Türk-Amerikan ilişkilerine yeni dönem boyutuyla verilen önemi ortaya koymaktadır. Trump, yeni dönemde Türkiye’den vazgeçmeyeceği mesajını vermiştir. Zira Trump, yeni dünya ve Türkiye gerçeğiyle birlikte, ABD gerçeğini de göz önünde tutan gerçekçi bir politika peşinde ve Türkiye olmaksızın başta Türk yakın çevresi olmak üzere, Doğu-Batı arasındaki merkez coğrafyada istediği sonucu elde edemeyeceğinin ve bunun çok maliyetli olacağının farkındadır. Özellikle krizlerin Ortadoğu’dan Güney Asya ve muhtemelen Orta Asya’ya doğru kaymaya başlayacağı bir dönemde, diğer aktörler gibi ABD açısından da Türkiye vazgeçilmez bir aktör konumunda. Türkiye’nin 5 Deniz Havzası’ndaki jeopolitik-jeostratejik-jeoekonomik pozisyonu ve sahip olduğu potansiyel, diğer aktörler gibi ABD’yi de hiç kuşkusuz daha gerçekçi bir tutum izlemeye zorlamaktadır. İsrail ve diğer aktörlerin, örneğin Yunanistan’ın çaresiz kaldığı durum da bu gerçeklikten kaynaklanmaktadır. İkili ilişkilerde Türkiye ABD’den daha somut adımlar beklemektedir. Yeni ilişki formülasyonu sürecinde buna engel oluşturan CAATSA yaptırımlarının kalkması ve F-35 süreçlerine dönüş bu açıdan büyük önem arz etmekte. Ankara ve Washington ziyaretleri ile birlikte bu sorunların da büyük ölçüde aşılacağı bir dönem zaten başlamış olacaktır. Görüşme dış basında büyük yankı uyandırdı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesi çok sayıda ülkenin basın yayın organlarında da geniş yer aldı.Times Of İsrael,‘Trump ve Erdoğan arasındaki güçlü ilişki Türkiye ile anlaşmazlık yaşayan İsrail için hassas bir konu oldu’ değerlendirmesinde bulundu.Al Jazeera’nın haberinde, ‘Trump, Ukrayna’daki savaşı bitirmek için Ankara ile çalışmak istiyor’ ifadesine yer verildi. ABD merkezli Bloomberg, iki liderin pek çok konuda görüş birliğine varıldığını aktarırken, iki liderin karşılıklı ziyaret davetlerine dikkat çekti. Yunan Kathimerini gazetesi, ABD Başkanı’nın özellikle Ukrayna’daki çatışmaların durması için Türkiye ile ortak çalışma arzusunda olduğunu, görüşmenin “verimli ve olumlu” geçtiğini ifade etti.

Yorumlar

Son Dakika Haberleri