cupure logo
depremerdoğanmayıscumhurbaşkanıhayatınıistanbuldacezatürkiyegeldibüyüklüğünde

Süreci MİT takip edecek

Ayşegül Kahvecioğlu - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, “MİT ve diğer birimlerimiz herhangi bir yol kazasının yaşanmaması için süreci takip edecek” ifadesini kullanmıştı. MİT, PKK’nın fesih ve silah bırakma kararının ardından süreci yakından izleyecek ve kararın uygulamaya konulması ile ilgili adımları denetleyecek. Bunun haziran ayının sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Ayrıca Türkiye, Irak ve Suriye’de PKK’nın silahlarını bırakacağı merkezler belirlendi. Silah bırakma raporu Silah bırakma işlemi her ülkede o ülke ile birlikte oluşturulan mekanizma sayesinde kontrol edilecek; PKK’nın bağlantılı yapılanmalarının bulunduğu Irak ve Suriye’de MİT, söz konusu devletlerle ortaklaşa çalışarak silah bırakmayı denetleyecek. Türkiye’de ise kontrol sadece MİT’in elinde olacak. Devletin PKK’nın silah bıraktığını kabul etmesi MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunacağı rapor sonucunda olacak. Yetki genişlemişti Bu süreçteen kritik rolü üstlenen MİT’in yetkive yapılanmasının güçlendirilmesi amacıyla, geçtiğimiz yıllarda önemli değişikliklere gidilmişti. 2014 öncesi sadece yurt dışından elde ettiği bilgileri ilgili kurumlara iletme yetkisine sahip olan Teşkilât’a, “MİT TIR’ları krizi”nin ardından yasa değişiklikleriyle hem yurt dışında operasyon yapma yolu açılmış hem de istihbari çalışmalara ilişkin imkânlar genişletilmişti. MİT’in terör örgütü PKK ile Oslo’da yaptığı görüşmeler 2011 yılında kamuoyuna sızdığında, FETÖ, MİT kumpası ile dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında soruşturma açmaya çalışmıştı. Bunun üzerine, 2012 Şubat’ında çıkartılan bir yasayla, MİT müsteşarı hakkında savcılık soruşturması açılmasını başbakanın iznine bağladı.2014’te değişen MİT Kanunu’yla istihbarat yetkilileri, yabancıların ülkeye giriş-çıkışları; vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunma yetkisine sahip oldu. Yapılan yasal düzenleme ile MİT’e her türlü kurum ve kişi ile temas kurma yetkisi verilmesiyle kurumun “Çözüm Süreci”nde yaptığı görüşmelere yasal zemin sağlandı. Yüce Divan’da yargılanma hakkı MİT Müsteşarı’na da verildi. MİT’e yönelik isimsiz ve dayanak gösterilmeyen şikâyetlerin, cumhuriyet savcılarınca işleme konulamayacağı hükme bağlandı. MİT’in görevlerini ve çalışanlarını deşifre edenlere yönelik cezalar da artırıldı. 2017’deki değişiklikler 2017 yılında OHAL KHK’sı ile MİT yeniden düzenlendi. MİT, doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı; teşkilât mensuplarının görev, yetki ve sorumluluklarına cumhurbaşkanının onayladığı yönetmelikle karar verilmesi; MİT’in “dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda” cumhurbaşkanının verdiği görevleri yerine getirmesi; böylece MİT müsteşarının sadece cumhurbaşkanına karşı sorumlu olması sağlandı. Olağanüstü haller ile sıkıyönetim, seferberlik veya savaş halinin ilanında, MİT’in TSK ve diğer kurumlarla ilişkileri de cumhurbaşkanı onayına bağlandı. KHK’da MİT personelinin kimliğinin gizlenmesiyle ilgili maddeler de yer aldı. MİT mensuplarının sadece kimliklerini değil, makam, görev ve faaliyetlerini ifşa etmek de yedi yıla kadar hapis cezasına tabi oldu. MİT mensupları ile görevlilerinin tanıklığı MİT müsteşarı iznine, müsteşarın tanıklığı da cumhurbaşkanı iznine bağlandı. MİT’in “gizli hizmet giderleri” ile ödeneklerine de cumhurbaşkanının karar vermesi sağlandı. ‘Nokta’atışı MİT’in, doğrudan cumhurbaşkanına bağlanması, nokta operasyonları da hızlandırdı. “Terörle kaynağında mücadele” konsepti, son zamanlarda TSK ile MİT’in sınır ötesinde ortaklaşa yürüttüğü operasyonlara büyük katkı verdi. MİT, Irak’ın kuzeyinde anlık istihbarata dayalı olarak SİHA operasyonları düzenledi. MİT, Baas rejimi döneminde Türk uçaklarının hava sahasına girmesinin sorunlu olduğu Suriye’nin kuzeyinde de belirlenen nokta hedeflerin yanı sıra enerji tesisi gibi yerleri de SİHA ile vurdu. Örgüte büyük darbe vuruldu MİT Başkanı İbrahim Kalın, MİT’in şubat ayında yayımlanan 2024 yılı faaliyet raporunun sunuş yazısında yıl boyunca güvenlik güçleriyle koordineli şekilde terör örgütlerinin ve organize suç yapılarının faaliyetlerini akamete uğratan çok sayıda müşterek operasyona imza atıldığını belirterek, şunları söylemişti: “PKK/KCK, FETÖ, DEAŞ, El Kaide ve DHKP/C gibi farklı ideolojilere ve dış desteğe sahip terör örgütlerinin tüm çabalarına ‘Terörsüz Türkiye’ ideali doğrultusunda geçit verilmemiştir. PKK/KCK ile mücadelede, nokta operasyonlar ile hedef unsurların etkisiz hale getirilmesi, kritik öneme sahip tesislerin imha edilmesi ve örgütün hareket tarzının deşifre edilmesi neticesinde örgüte büyük darbe vurulmuştur. Ayrıca her geçen gün gelişen operasyonel kabiliyetler kapsamında, ülkemizde gerçekleşen terör eylemlerinin faillerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda örgüt unsurunun yurt dışından ülkemize getirilmesi sağlanmıştır.” Teknik kapasite yükseltildi MİT’in yeniden yapılandırılmasındaki önemli aşamalardan biri teknik istihbarat kapasitesinin yükseltilmesi oldu. MİT bünyesinde 2012 yılında Sinyal İstihbarat Başkanlığı kuruldu. Bu birimde, her türlü haberleşme ve radar sinyalinin analizi yapılıyor. Türkiye’nin en yüksek kapasiteli elektronik istihbarat ve dinleme üssü olan ve Bayrak Garnizonu olarak da bilinen Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı da 2012 yılında MİT’e devredildi. Büyük rehine operasyonları MİT, son yıllarda uluslararası çapta rehine operasyonlarına da imza attı. MİT; Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ve İsrail’in saldırıları nedeniyle dünyada gerilimin yükseldiği dönemde uluslararası alanda çatışmaların çözümüne katkı sağlamaya yönelik olarak istihbarat diplomasisi uyguladı. ABD, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin karşılıklı değişimini içeren son dönemin en geniş kapsamlı takas operasyonu hayata geçirildi. Operasyon ile ABD’den iki, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç ve Rusya’dan birer uçak olmak üzere toplam yedi uçak ile Türkiye’ye getirilen kişilerden 10’unun Rusya’ya, 13’ünün Almanya’ya üçünün de ABD’ye nakli sağlandı. Böylece MİT; ABD, Rusya ve Almanya arasında Soğuk Savaş döneminden sonra “en kapsamlı rehine değişimi” olarak tarihe geçen önemli bir operasyonu yönetmiş oldu.

Yorumlar

Son Dakika Haberleri