cupure logo
israilabdtrumpçinölügazzedüştügeliyorabdninaçıklaması

Araştırma: Sosyal medyadaki motivasyon videoları işe yarıyor mu?

ABD’de yapılan yeni bir araştırma, her gün yalnızca üç ila beş dakika motivasyon videosu izlemenin umut duygusunu artırdığını ve stres düzeyini düşürdüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, bu videoların etkisi kısa meditasyon seanslarına yakın sonuçlar verdi.Sosyal medya genellikle nefrret içeren paylaşımlarla dolu olduğu için kullanıcıların ruh halini olumsuz etkiliyor.Bununla birlikte, ABD’de yapılan yeni bir araştırma, her gün yalnızca üç ila beş dakika boyunca motivasyon videoları izleyen kişilerin daha umutlu hissettiğini ve stres düzeylerinin azaldığını gösterdi.UMUT ARTTIKÇA STRES AZALIYORAraştırmacılar, çalışmada internette takdir almış veya viral olmuş videoları tarayarak "engelleri aşan" kişilerin hikâyelerine odaklandı. Katılımcılar, kanseri yenip Everest Dağı’na tırmanan Sean Swarner gibi kişilerin anlatıldığı videoları izledi.Santa Barbara Kaliforniya Üniversitesinden Robin Nabi, NPR radyosuna verdiği demeçte “İnsanlar bu motivasyon videolarını izledikten sonra kendilerini daha umutlu hissetti” diye konuştu. Nabi, bu umut hissinin, katılımcıların sonraki 10 gün boyunca daha az stres yaşamasıyla sonuçlandığını da sözlerine ekledi. Çalışmanın bulguları, Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan Psychology of Popular Media dergisinde yer aldı.ARAŞTIRMA BİN KİŞİYLE BEŞ GÜN SÜRDÜDiğer yandan raştırma, ABD genelinde 18 ile 86 yaş arasındaki yaklaşık bin yetişkinin katılımıyla gerçekleştirildi.Katılımcılar beş gün boyunca her gün üç ila beş dakika uzunluğunda videolar izledi. Bu süreçte bir grup motivasyon videoları, bir grup komedi içeriklerini, bir grup da kısa meditasyonları takip ederken kontrol grubuna herhangi bir içerik izletilmedi.Çalışmanın başında ve sonunda yapılan anketlerle katılımcıların umut ve stres düzeylerindeki değişimler ölçüldü.Araştırmaya göre komedi içerikleri umut üzerinde belirgin bir etki yaratmadı.Buna karşılık hem motivasyon videoları izleyen hem de meditasyon yapan gruplarda umut hissi anlamlı biçimde arttı. Nabi, “Motivasyon videolarının etkisinin meditasyon grubuna yakın olması bizi şaşırttı. Her iki grupta da artan umut, stresin azalmasını sağladı” bilgisini paylaştı. Bunun ynaı sıra Nabi, elde edilen etkilerin dramatik düzeyde olmadığını ancak uzun vadede bir fark yaratabileceğini vurguladı. Nabi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birkaç video izlemek elbette mucize yaratmaz ama bu küçük etkiler zamanla birikir. Umut, stresle başa çıkma gücünü artırır.”POZİTİF İÇERİK POZİTİF DUYGULARI TETİKLİYORNorthwestern Üniversitesinden Judith Moskowitz de araştırmayı değerlendirerek, “Bu sonuçlar şaşırtıcı değil. Bilim bize sezgisel olarak bildiğimiz bir şeyi kanıtlıyor: Pozitif içerik izlersek daha pozitif hissederiz” ifadesini kullandı.Bununla birlikte Moskowitz, bu etkiyi günlük hayatta sürdürmenin kolay olmadığını, zira sosyal medya algoritmalarının kullanıcıları genellikle olumsuz veya yoğun duygular yaratan içeriklere yönlendirdiğini belirtti. Michigan Eyalet Üniversitesinden medya araştırmacısı Allison Eden ise, “Medya, duygu durum düzenleme konusunda güçlü bir araç olabilir ama pozitif içerikleri bilinçli olarak seçmemiz gerekiyor” diye konuştu.Eden, insanların moral bozukluğu yaşadıklarında neşeli içerikler yerine hüzünlü veya korkutucu içeriklere yönelme eğiliminde olduğunu ve bu durumun kötü ruh halini daha da pekiştirdiğini vurguladı.KİŞİSEL ALGORİTMAYI ŞEKİLLENDİRMEK MÜMKÜNAynı zamanda Eden, “karşı programlama” adı verilen bir yöntemle sosyal medya algoritmalarını olumlu içerikler gösterecek şekilde yeniden şekillendirmenin mümkün olduğunu ifade etti.Uzmanlara göre üç basit adım bu konuda yardımcı olabilir. İlk olarak, akışı pozitif içerikle beslemek gerekiyor. Günün ilk aramalarını size iyi hissettiren konularla yaparak, olumlu beden algısı, doğa, hayvanlar, spor veya hobilerle ilgili etiketler takip edilebilir. İkinci olarak, günlük tutulabilir. Her izlenen içerikten sonra nasıl hissedildiği not alınarak birkaç hafta içinde hangi tür içeriklerin ruh halini olumlu ya da olumsuz etkilediği fark edilebilir.Son olarak, dijital temizliğe gidilebilir. Kaygı uyandıran veya istenmeyen içerikler fazlaysa hesap sıfırdan başlatılabilir ya da haftada bir gün sosyal medyadan tamamen uzaklaşılarak zihinsel mesafe kazanılabilir. Son yıllarda yapılan benzer çalışmalar da internette geçirilen sürenin, tüketilen içeriğin türüne bağlı olarak ruh sağlığı üzerinde farklı etkiler yarattığını gösteriyor.Kısa süreli de olsa umut verici hikayelere odaklanmak, dijital çağın gürültüsü içinde küçük ama anlamlı bir nefes alanı sunuyor.

Yorumlar

Dünyadan Haberler