cupure logo
israilsaldırıhavaabdsaldırısıtrumpisrailekatarnetanyahuabdde

İsrail'in Katar saldırısı: Ortadoğu'yu ne bekliyor?

İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı, ABD'ye olan güveni azalttı. Saldırı sonrasında Ortadoğu'da yeni endişeler belirdi, ülkeler stratejik planlarını gözden geçiriyor. Gazeteci Serkan Demirtaş, ntv.com.tr için yazdıOrtadoğu ve dünya politikaları açısından Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği operasyon önemli bir dönüm noktası oldu. Ancak İsrail o tarihten bu yana attığı adımlar ve bölge ülkelerine saldırılarıyla her gün yeni bir kırılma noktası yarattı ve bölgesel savaş kaygılarını artırdı. İsrail’in Katar’a 9 Eylül günü gerçekleştirdiği saldırı da hem Ortadoğu’da zaten yüksek olan gerilimi bir üst düzeye tırmandırması hem de çatışma bölgesinin Körfez’e taşınması açısından önemli. Daha önce İran, Lübnan, Suriye ve Yemen’e saldıran İsrail ilk defa bir Körfez ülkesini hedef aldı. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, saldırının ardından yaptığı açıklamada, “devlet terörü” uygulamakla suçladığı Netanyahu yönetiminin “Büyük İsrail” politikası kapsamında bu adımları attığını ve amacının Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek olduğunu vurguladı.KATAR’A HAMAS BASKISI İsrail’in amaçlarından biri Hamas’ın Gazze ve Gazze dışında etkinliğini tamamen yitirmesi, üst düzey yöneticilerinin ortadan kaldırılması. Bunu ilk günden bu yana seslendiren İsrail, Hamas ve Hizbullah yöneticilerine Gazze, İran ve Lübnan’da suikastlar düzenledi ve birçoğunda da başarılı oldu. Hamas’ın siyasi bürosunun bulunduğu Katar ise özel bir konumda. Katar, son üç senede Hamas ile İsrail arasındaki savaşın sonlanması, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye insani yardımın ulaştırılması gibi konularda Mısır ile birlikte arabuluculuk yapıyor. Buna rağmen İsrail ve ABD’den bazı gruplar Katar’a Hamas’ı ülkeden çıkartması yolunda baskı altına almışlardı. 2024’te bu baskılar ve müzakerelerde bir başarıya ulaşılamaması nedeniyle Hamas’ın Katar’dan ayrılacağı iddiaları gündeme gelmiş ancak bunlar Katar tarafından doğrulanmamıştı. 9 Eylül saldırısının hem Hamas hem de Katar üzerindeki baskının biraz daha artmasına neden olacağı öngörülüyor. Hamas açısından dokunulmaz olduklarını düşündükleri Katar’ın bile saldırıya maruz kalması önemli bir uyarı. Öte yandan hemen her uzmanın üzerinde uzlaştığı gibi İsrail’in Hamas ile bir anlaşma yapma niyetinde olmadığının bu saldırıyla somutlanması da not edilen bir gelişme. ABD’YE GÜVEN AZALIYOR Katar, ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük Amerikan üssüne ev sahipliği yapmasının yanı sıra en ABD’nin en önemli silah ithalatçıları arasında. Körfez bölgesinin çok zengin ama küçük ülkeleri, güvenlik konusunda ABD ile özel ilişkiler geliştirdiler. Dünya hidrokarbon ticaretinin çok büyük çoğunluğunun gerçekleştiği ve İran’ın da sınırdaş olduğu Körfez bölgesinde ABD’nin ciddi bir askeri varlığı bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde ilk ziyaretini Suudi Arabistan’a yapması ve Körfez ülkeleriyle temasa geçmesi bunun sadece bir örneği. ABD’nin bir diğer müttefiki İsrail’in Washington’a da sormadan bu saldırıyı gerçekleştirmesi, Körfez’in ABD’ye güveni açısından önemli soru işaretleri yarattı. Körfez bölgesinde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Oman, Kuveyt ve Bahreyn yer alıyor. Tüm bu ülkelerin ABD ile çok özel ticaret ve stratejik ilişkileri bulunuyor. Katar Başbakanı, açıklamasında saldırının sadece Katar’a değil tüm Körfez’e dönük yapıldığının altını çizerken, yanıtın da kollektif olacağı vurgusunu yaptı.Bu süreçte ABD ile Körfez ülkeleri arasındaki güvenlik anlaşmalarının gözden geçirilmesi büyük olasılık olarak görülüyor. Bu ülkelerin ABD’ye bu kadar bağımlı halde olmaları kısa ve orta vadede radikal bir adım atmalarını engelliyor. Bazı uzmanlar, bu saldırı ardından Körfez’in başta Çin olmak üzere uzun vadede yeni güvenlik bağlantıları geliştirmek isteyebileceklerini kaydediyorlar.ASKERİ YANIT MI DİPLOMASİ Mİ?Katar’da önümüzdeki birkaç günde yapılacak toplantılarda İsrail’e verilecek yanıtın kararlaştırılması öngörülüyor. Bu yanıtın askeri mi olacağı yoksa Körfez ülkelerinin ekonomik güçleri, enerji zenginlikleri ve diplomasi mi olacağı bundan sonraki sürecin en önemli belirleyicisi olacak. ABD Başkanı Trump’ın Katar Emiri ile görüşmesinde bir daha saldırı olmayacağı yolunda güvence vermesi, bölgesel tırmanmanın engellenmesi için Netanyahu ile iki defa görüşmesinin Körfez’in askeri değil diplomatik ve ekonomik gücünü kullanması seçeneğini ön plana çıkarıyor.Katar Başbakanı’nın “İsrail’i caydıracak anlamlı bir yanıt vermeyi umuyoruz” açıklaması da bu kapsamda değerlendiriliyor. İBRAHİM ANLAŞMALARI NE OLACAK? Trump’ın Ortadoğu ile ilgili en önem verdiği konulardan biri Arap devletlerinin İsrail ile normal ilişki kurma noktasına gelmeleri. Başkanlığının ilk döneminde bu konuda çalışan Trump, 2020’de Bahreyn ve BAE ile İsrail arasında İbrahim Anlaşmalarının imzalanmasını başarmıştı. Trump, ilk baharda Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret sırasında da bu konuda ilerleme istediğini kaydetmiş ancak Hamas-İsrail savaşı nedeniyle bu süreçteki gecikmeyi anladığı mesajını vermişti. Katar saldırısının ardından bu konunun uzunca bir süre askıya alınması ve hatta BAE ve Bahreyn’in yeni kararlar alabileceği bekleniyor. Körfez ülkelerinin Katar’a saldırının ardından bir bütün olarak hareket etmesi ve sert açıklamalarda bulunmaları bu açıdan da dikkatle takip ediliyor.

Yorumlar

Benzer Haberler

Dünyadan Haberler