Harekete geçme vakti!

Ülkemiz, son aylarda art arda depremlerle sarsılıyor. Önceki gece Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, Marmara ve Ege bölgesindeki bir çok ilden hissedildi. 3 bina ve 1 dükkanın yıkıldığı depremde can kaybı olmaması sevindirdi... Türkiye bir deprem ülkesi ve depremleri can kayıpsız, hasarsız atlatabilmek için önlem almak şart. ÇABUK UNUTUYORUZ Her korkutucu deprem sonrasında önlemleri hatırlıyor, kaygımız geçince de yine geri plana atıyor, unutuyoruz. Son dönemde başta İstanbul olmak üzere ülke çapında kentsel dönüşüm faaliyetleri artsa da riskli yapı stoku hâlâ milyonları buluyor. Depreme karşı alınacak önlemlerin başında yapı stokunu yenilemek, hasarlara karşı sigorta yaptırmak ve deprem çantamızı hazırda tutmak geliyor. RİSK TESPİTİ NASIL YAPILIR? Binanızın dayanıklılığını ölçtürmek istiyorsanız, iki seçeneğiniz bulunuyor. 1. HIZLI TARAMA TESTİ Bu testleri genellikle belediyeler, üniversiteler ve mühendislik alanındaki sivil toplum kuruluşları yapıyor. k Bu testlerle binaların ön risk değerlendirmesi yapılıyor ve ‘Detaylı test yapılmalı mı?’ sorusuna yanıt aranıyor. Hızlı taramada, binadan karot alınmıyor, kolon sıvaları kaldırılarak ölçümler yapılıyor. Bina içerisinde mimari plan uyumu, gözle görülen çatlaklar, yapı yaşı, malzeme kalitesi gibi gözlemler de yapılarak bir sonuç çıkarılıyor ve risk sınıflandırılıyor. Sonuçlar, kısa sürede çıkıyor. Bu testlerde yasal bağlayıcılık bulunmuyor. Bina riskli çıkarsa, malikler bilgilendirilip kentsel dönüşüm ya da güçlendirme öneriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere çoğu belediye bu hizmeti ücretsiz sağlıyor. 2. RİSKLİ YAPI TESPİTİ KAROT ALINIYOR Bu tespitleri, yalnızca Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nca lisans verilmiş firmalar ya da yetkili kamu kurumları yapabiliyor. Firmaların listesine ‘csb.gov.tr’ adresinden ulaşılabiliyor. Riskli yapıların tespiti için tek bir ev sahibinin başvurması bile yeterli. k Bu tespitlerde binadan karot örneği alınıyor. Gerekirse zemin etüdü yapılıyor. Sonuçlar incelemeye gönderiliyor ve binanın büyüklüğüne göre ortalama 30 günde risk durumu belirleniyor. Bina başına test maliyeti binanın büyüklüğüne, kolon sayısına, numune sayısına göre değişmekle birlikte 50 bin liradan başlıyor. 90 GÜN İÇİNDE YIKIM Bina riskli çıkarsa 6306 sayılı kanuna göre yasal yol haritası izleniyor. Riskli yapı sonucu, lisanslı kuruluşca idareye bildiriliyor. İdare de en geç 10 iş günü içinde tapu müdürlüğüne sonucu bildiriyor. Tespite ilişkin bilgileri içeren tutanak yapıya asılıyor. Maliklere e-Devlet üzerinden bildirim yapılıyor ve muhtarlıkta 15 gün süre ile ilan ediliyor. Sonuca itiraz etmek isteyen maliklerin 15 gün hakkı bulunuyor. Yapının riskli olduğu kesinleşirse, 90 günden fazla olmamak üzere süre verilerek tahliye ve yıkımın yapılması isteniyor. DEPREM ÇANTANIZ HAZIR OLSUN Deprem sonrası acil ihtiyaçlarınızı ve değerli evraklarınızı saklayacağınız bir çanta hayat kurtarabilir. Afetlerden hemen sonra ihtiyaç duyabileceğiniz malzemelerin bulunduğu çantanın hazır ve ulaşılabilecek bir yerde olması önemli. Çantada 72 saatlik ihtiyacı karşılayacak su ve gıda da yer almalı. DASK’TA TEMİNAT TUTARI 2 MİLYON LİRAYI GEÇTİ Depremlere karşı alınacak en güçlü finansal önlemlerden biri de Zorunlu Deprem Sigortası. Bu sigortanın teminatları ve primleri geçen yıldan itibaren her ay enflasyon (ÜFE) güncellemesiyle artıyor. Bu yılın başında 1.6 milyon lira seviyesinde olan azami teminat tutarı, enflasyon koruması sayesinde 1 Kasım itibarıyla 2 milyon 44 bin 679 liraya yükselecek. Böylece teminat tutarı ilk kez 2 milyon lirayı geçecek. ARTIŞ VAR AMA 100 KONUTTAN 42’SI SİGORTASIZ Yaşanan son depremler, sigorta talebinde de artış yarattı. Bilinç artıyor ancak sigortalılık oranı da henüz istenilen seviyede değil. Nisan ayında Türkiye genelinde sigortalılık oranı yüzde 56.2 seviyesindeyken, dün itibarıyla bu oran yüzde 57.8 seviyesinde. 11 milyon 582 bin 133 konutun deprem sigortası bulunuyor. Ancak her 100 konuttan 42’sinin hâlâ zorunlu deprem sigortası yok...