cupure logo
enflasyonaltınyüzdeticaretgeldifaaliyetgünbankasıiptalmerkez

İlk 9 ayda rekor turizm geliri! Bakan Ersoy: 50 milyar dolar rakamını yakaladık

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2025 yılının ilk 9 ayında elde edilen 50 milyar dolarlık turizm geliriyle Türkiye’nin üçüncü çeyrekte Cumhuriyet tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştığını açıkladı.  2025’in ilk 6 ayında 25,8 milyar doları aşan Türkiye, yılın ilk 9 ayında 50 milyar dolarla turizm gelirinde yeni bir rekor daha kırdı.  Bu rakamlarla birlikte kişi başı ortalama harcama 103 dolara çıktı, toplam ziyaretçi sayısı ise 50 milyona ulaştı.  Bakan Ersoy, 2025 yılı üçüncü çeyrek turizm rakamlarını Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen basın toplantısında açıkladı.  Ersoy, 2025 ziyaretçi sayılarından gelir rakamlarına kadar pek çok alanda hedeflerin yakalandığını ve aşılmaya başlandığını söyledi.  Ersoy, yılın ilk dokuz ayında Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısının 49 milyon 993 bine ulaştığını belirterek, “Geçen yıl aynı dönemde 49 milyon 181 bin ziyaretçi ağırlamıştık. Bu yıl ise yüzde 1,6’lık bir artışla hedeflerimizle uyumlu bir seyir yakaladık.” dedi.  Ülkelere göre ziyaretçi dağılımında Rusya Federasyonu’nun 5,53 milyon ziyaretçiyle ilk sırada, Almanya’nın 5 milyon 220 binle ikinci, Birleşik Krallık’ın ise 3 milyon 540 binle üçüncü sırada yer aldığını aktaran Ersoy, “Bu tablo, pazar çeşitliliği stratejimizin sahada başarılı şekilde karşılık bulduğunu gösteriyor.” ifadesini kullandı.  Ortalama kalış süresinin 10,3 gün olarak gerçekleştiğini, bunun da yıl sonu hedefleriyle paralel olduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, “2024’te ortalama kalış süremiz 10,6 gündü. Bu yıl 10,3 gün seviyesinde, hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Hatta beklentimizin biraz üzerinde, 10,32 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz.” dedi.  Kişi başı gecelik harcama rakamlarındaki artışın da dikkat çekici olduğunu belirten Ersoy, “2017’de, strateji değişikliği öncesinde yabancı turistlerin kişi başı gecelik geliri 83 dolardı. 2024’te bu rakamı 107 dolara, 2025’in ilk dokuz ayında ise 116 dolara yükselttik. Bu, yüzde 9’luk bir artış anlamına geliyor.” diye konuştu.  Yurt dışı yerleşik vatandaşların da dahil olduğu toplam ziyaretçi grubunda kişi başı gecelik harcamanın 103 dolar olarak gerçekleştiğini, bunun da hedefin üzerinde olduğunu kaydeden Ersoy, “Yıllık ortalama hedefimiz 101 dolardı. İlk dokuz ayda 103 dolar seviyesini yakaladık. Böylece yüzde 7’lik bir gelir artışıyla 5 puanlık büyüme hedefimizi 7 puana çıkarmış olduk.” değerlendirmesinde bulundu.   Bakan Ersoy, bu olumlu verilerin toplam turizm gelirlerine de yansıdığını belirterek, “2024’ün ilk dokuz ayında 47,3 milyar dolar gelir elde etmiştik. Bu yıl aynı dönemde 50 milyar dolara ulaştık. Yani yüzde 5,7’lik bir artışla Türkiye turizmde tarihinin en yüksek dokuz aylık gelirine imza attı.” dedi.  Ekim ayı verilerinin de güçlü seyrini sürdürdüğünü kaydeden Ersoy, “Elimizdeki geçici verilere göre ekim ayında da son derece iyi sonuçlar elde ettik. Nisan aylarında olumsuz etkisini gördüğümüz mevsimsel kayma, ekim ve kasım aylarında pozitif bir etki yaratmaya başladı.” diye konuştu.  Bakan Ersoy, şu bilgileri verdi:  “Bütün bu göstergeler bize yıl sonu turizm gelir hedefimiz olan 64 milyar dolara ulaşacağımızı net bir biçimde gösteriyor. Türkiye artık sadece ziyaretçi sayısıyla değil, elde ettiği gelir ve kalite göstergeleriyle de dünya turizminde güçlü bir konuma sahip.”  Bakan Ersoy, 2017 yılında 30 milyon 518 bin ziyaretçiyle kapanan dönemin ardından, 2024’te bu sayının 49 milyon 181 bine yükseldiğini, 2025’in aynı döneminde ise 49 milyon 993 bin ziyaretçiye ulaşıldığını belirtti. Bu rakamlarla birlikte ziyaretçi sayısında geçen yıla göre yüzde 1,6 oranında artış kaydedildiğini ifade etti.  Ersoy, üçüncü çeyrek verilerini etkileyen faktörlere de dikkat çekerek, “Çok iyi bir sezona başlamış olmamıza rağmen, 23 Nisan’da yaşanan İstanbul depremi, tam da Paskalya tatiline denk geldiği için bazı rezervasyon kayıplarına yol açtı” dedi.  Bakan Ersoy, ayrıca yılın ikinci çeyreğinde yaşanan bölgesel çatışmaların da turizm hareketliliğini etkilediğini belirterek, “24 Nisan’da başlayan Hindistan–Pakistan savaşı ve hemen ardından 12–24 Haziran tarihleri arasında yaşanan İsrail–İran savaşı, özellikle nükleer tesislerin hedef alınabileceği endişesiyle kıyı bölgelerinde iptallere neden oldu. Aile ağırlıklı rezervasyonlarda belirgin bir düşüş yaşandı.” ifadelerini kullandı.  Türkiye’nin jeopolitik konumunun geçmişte olduğu gibi bugün de krizlerle karşılaşmasına yol açtığını vurgulayan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Türkiye, krizlere açık bir coğrafyada yer alıyor. Ancak turizm sektörümüzü bu krizlere karşı bağışıklık kazanacak şekilde güçlendirmek zorundayız. Stratejimiz de tam olarak bu yönde ilerliyor.”  Bakan Ersoy, yapılan strateji değişikliğiyle iki temel hedefin belirlendiğini ifade ederek, “Bunlardan ilki ürün çeşitlendirmesiydi. Eskiden sadece deniz, kum, güneş ekseninde tanıtım yaparken bugün 60’tan fazla farklı ürünle turizm piyasasında yer alıyoruz. İkinci önemli adımımız ise kaynak pazar çeşitliliği oldu. Türk Hava Yolları’nın 330 şehirden sağladığı direkt uçuş altyapısını baz alarak tüm dünyayı hedef turizm pazarı olarak planladık ve yoğun tanıtım faaliyetleri yürüttük.” dedi.  Ancak, deprem ve nükleer serpinti riski gibi küresel etkiler karşısında bu önlemlerin tek başına yeterli olamayacağını belirten Ersoy, “Böylesi olağanüstü durumlarda yapılması gereken, tehlike sona erdiğinde hızlı bir toparlanma sağlamaktır. Bunun da yolu yoğun tanıtımdan geçiyor.” ifadelerini kullandı.   İsrail–İran savaşının sona ermesinin ardından Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ile birlikte hızlı bir tanıtım seferberliği başlattıklarını vurgulayan Ersoy, “Bu yoğun kampanyalar sayesinde ağustos ayından itibaren azalan rezervasyon ivmesini yeniden yükselttik. Eylül ve ekim verilerinde de bunun olumlu yansımalarını net biçimde gördük. Kayıpları kısa sürede telafi ederek tekrar pozitif sayılara geçtik.” dedi. Bakan Ersoy, küresel ısınmanın turizm sezonuna etkilerine de dikkat çekerek, “Artık kalıcı hale gelen mevsim kaymalarıyla karşı karşıyayız. Nisan ve mayıs ayları eskisine göre daha serin geçiyor, bu da sezonun başlangıcını olumsuz etkiliyor. Ancak aynı etki, ekim ve kasım aylarında turizm sezonunu uzatarak olumlu bir sonuç doğuruyor.” değerlendirmesinde bulundu.   Bu değişime uyum sağlamak amacıyla yeni bir adım attıklarını belirten Ersoy, “Ulaştırma Bakanlığımızla birlikte 1 Kasım–1 Nisan tarihleri arasında uygulanan vergi sübvansiyonunu Antalya, Bodrum ve Dalaman havalimanlarında yeniden devreye aldık. Ayrıca bu süreyi 1 Haziran’a kadar uzatarak nisan ve mayıs aylarını da kapsama dahil ettik.” dedi.   Bununla birlikte, havalimanlarındaki tedarik firmalarıyla da görüşmeler yapıldığını belirten Ersoy, “Firmalardan fiyatlamalarında bazı sübvansiyonlara gitmelerini talep ettik. El birliğiyle attığımız bu adımlar sonucunda hava yolu şirketlerimiz, bu yıl itibarıyla Antalya, Bodrum ve Dalaman havalimanlarına yönelik nisan–mayıs dönemi dış hat uçuşlarında en az yüzde 5 oranında indirim uygulayacaklarını açıkladılar. Bu düzenlemenin önümüzdeki yıl sezon başındaki hareketliliği artıracağına inanıyoruz.” diye konuştu.  TÜRKİYE, KÜRESEL TURİZM LİGİNDE KALICI KONUMDA  Görevde oldukları süre boyunca ortaya konan stratejik bakış açısının sonuçlarının her yıl daha net şekilde ortaya çıktığını söyleyen Ersoy şunları kaydetti:  “Her yıl bir önceki yılın rakamlarının üstüne çıkarak, rekorlar kırarak turizmde hem ziyaretçi sayımızı hem de gelirimizi yükselttik. Türkiye’yi dünya turizm pastasında ilk beşin içine kalıcı olarak yerleştirdik. Hatta Birleşmiş Milletler verilerine göre 2024 yılında İtalya’yı geride bırakarak turizm liginde dördüncü sıraya yükseldik.”  'BAŞARI İÇİN YALNIZCA POTANSİYEL YETMEZ' Bakan Ersoy, turizmde başarı için yalnızca doğal ve kültürel potansiyele sahip olmanın yeterli olmadığını dile getirdi. Ersoy, bu potansiyelin etkili şekilde planlanmadığı, doğru yönetilmediği ve rasyonel biçimde tanıtılmadığı takdirde hiçbir anlam ifade etmeyeceğini vurguladı.    Turizmin ancak akıllı stratejilerle sürdürülebilir başarıya dönüşebileceğini belirten Ersoy, doğru planlama, tanıtım ve yönetimin bir araya geldiği noktada Türkiye’ye özgü bir turizm modelinin hayata geçirildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği doğrultusunda turizmi stratejik sektör ilan ettiklerini anımsatan Ersoy, bu çerçevede devrim niteliğinde adımlar attıklarını ifade etti.  Yeni yaklaşım kapsamında 4 mevsime ve 81 ile yayılan bir turizm anlayışı geliştirildiğini aktaran Ersoy, Türkiye’nin sürdürülebilir turizm konaklaması konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdiğini, hatta sertifikasyon bazında lider ülke konumuna yükseldiğini söyledi. Göreve başladıkları günden itibaren ürün çeşitliliğine önem verdiklerini hatırlatan Ersoy, deniz, kum, güneş odaklı turizm anlayışının dışına çıkarak inanç turizminden gastronomiye, doğa yürüyüşlerinden kültür rotalarına kadar 60’tan fazla farklı ürünle dünyada kendine sağlam bir yer edindiklerini dile getirdi.  TANITIM GÜCÜ  Yalnızca ürün çeşitliliğinin yeterli olmadığını belirten Ersoy, bu ürünlerin doğru tanıtımı yapılmadıkça hedef kitleye ulaşmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla 2019 yılında kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın, sektör temsilcilerinin yönettiği yapısıyla dünyaya örnek bir model haline geldiğini söyledi. TGA sayesinde Türkiye'nin tanıtımda uluslararası alanda ilkleri gerçekleştiren, yakından takip edilen bir ülkeye dönüştüğünü belirtti.  DİJİTAL TANITIM VE DİZİ STRATEJİLERİYLE YENİ AÇILIMLAR  Tanıtım gücünün sürekli geliştirildiğini vurgulayan Ersoy, Türk dizilerinin dünya çapında ulaştığı 170’ten fazla ülke ve 1 milyar izleyici üzerinden yürütülen stratejilere değindi. Bu potansiyelin ülke tanıtımı için bir araç haline getirildiğini söyleyen Ersoy, geçtiğimiz yaz Antalya ve İstanbul temalı iki mini dizi ile bu yaklaşımın somutlaştığını aktardı. Ersoy, sadece sosyal medya platformlarında yayımlanan bu yapımların 2,4 milyar gösterim rakamına ulaştığını kaydetti.   

Yorumlar

Benzer Haberler

Ekonomi Haberleri