cupure logo
kaybettihayatınıhayatını kaybettiekimgazzedeprembaşkanıisrailaltınpolis

Bakan Tunç'tan CHP’nin meclis açılışını protestosuna tepki: Bu tavrı milletimiz tasvip etmeyecektir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, A Haber canlı yayınında TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın açılışını ve gündemi değerlendirdi. Konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle; CHP'nin böyle bir günde Meclis’e katılmaması, millî iradeye saygısızlıktır. Milletvekillerine saygısızlıktır. Burada özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin izlediği siyaset doğru siyaset değildir. Cumhuriyet Halk Partisi evet, Atatürk’ün kurduğu bir partidir ama bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün kurduğu parti değildir. Uygulamalarıyla bunu görüyoruz. İlginizi Çekebilir Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından kurulduğunda içinde idama mahkûm edilen, sonrasında Adnan Menderes de, Celal Bayar da vardı; herkes vardı. Ama sonrasında maalesef, özellikle bugün itibarıyla baktığımızda milletin değerlerine uzak kalmaya çalışan, milletin değerleriyle barışık olmayan bir siyaseti izleyen ve özellikle yeni sistemi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de tam anlamıyla idrak edemeyen bir yapıyı görüyoruz. "CHP’NİN MECLİS’İ PROTESTOSU MİLLİ İRADEYE SAYGISIZLIKTIR" Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sürekli eleştirinin de ötesine geçen hakaretler, karalama siyaseti maalesef Cumhuriyet Halk Partisi’nin yöneticileri ve siyasetçileri tarafından sürdürülüyor. Yasamayı da millet belirler, kanunları yapar. Yürütmeyi de millet belirler, Cumhurbaşkanını seçer. Bu sistemde yargı da bağımsız ve tarafsız bir şekilde, yasamanın aldığı kanunlar çerçevesinde yürütmeyi denetler. Bu, demokrasinin gereğidir. Dolayısıyla burada hem parlamentoya gelmeyerek Meclis’e karşı bir saygısızlık hem de Cumhurbaşkanı, yürütmenin başı ve milletimiz tarafından seçilen kişinin anayasa gereği olarak ilk gün açış konuşmasını yapmak zorunda olduğu husus görmezden gelinmektedir. Anayasanın gereğini tamamen göz ardı ederek, birtakım siyasi düşüncelerle “Biz Meclis’e gelmeyeceğiz, Meclis’i protesto edeceğiz” demek, milletimiz tarafından tasvip edilecek bir durum değildir. Parlamento, Meclis her şeyin konuşulacağı yerdir ve konuşuluyor. Burada herkes düşüncelerini ifade edecektir. Eleştiriler de olacaktır ve o eleştirilerden yola çıkarak bir takım kararlar alınacaktır. Dolayısıyla iktidarı ile muhalefeti ile Meclis’in, özellikle millî iradenin tecelligâhı olan bu çatı altında muhalefet kendi görevini yapacak; iktidar da tabii birinci parti, ikinci parti şeklinde yeni sistemde görevlerini yapacaktır. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle izlediği politika; yargıya yönelik eleştiriler, yasamaya yönelik bugünkü tavrı, Cumhurbaşkanımıza ve yürütmeye yönelik karalama siyaseti milletimiz tarafından görülüyor ve yeri ve zamanı geldiğinde de millet, geçmişte olduğu gibi yine buna cevabını verecektir. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ KAZASIZ İLERLİYOR" Terörsüz Türkiye, Türkiye için çok önemli ve hayati bir konudur. Yani yüzyılın projesi diyoruz. 41 yıldan bu yana bu ülkenin kalkınmasını ve gelişmesini engelleyen, trilyonlarca maddi kayba yol açan ve binlerce insanımızın, askerimizin, polisimizin şehit olmasına, manevi kayıplara neden olan bir beladan kurtulmak hepimizin temennisi, milletimizin büyük bir beklentisidir. Trafikte saldırıya, süresiz ehliyet iptali! Meclis'te yeni düzenleme masaya geliyor Tabii son bir yıldır, Terörsüz Türkiye hedefiyle önemli çalışmalar yapılmakta, önemli adımlar atılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen yıl Ahlat’ta yaptığı konuşmada “Birlik ve Beraberliğimizi Güçlendirelim” vurgusuyla başlayan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasındaki çağrısıyla devam eden süreç; İmralı’dan yapılan terör örgütünün feslinin açıklanması ve terör örgütünün silahları yakmasıyla belli bir noktaya gelmiş, Meclis’te de bu konuda bir komisyon kurularak, bu komisyonun yaz boyunca yapmış olduğu çalışmalarla bugünlere kadar gelinmiştir. Tabii bu sürece kolay gelinmedi. Bu sürece, son bir yılda yapılan çalışmalara zemin hazırlayan geçmişteki 41 yıllık terörle mücadele ve 23 yıldan bu yana teröre zemin hazırlayan unsurların ortadan kaldırılması süreci de dahildir. AK Parti iktidara gelir gelmez, 2002 yılında ilk iş olarak olağanüstü hâli kaldırmakla başlamıştır. Sonrasında, 2005 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır konuşması tarihi bir konuşmaydı. Ardından demokratikleşme adımları atıldı. Sadece Kürt vatandaşlarımız için değil, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün vatandaşlarımız için temel hak ve özgürlükleri güçlendiren önemli adımlar atıldı. Ayrımcılık ortadan kaldırıldı. 81 vilayete eşit hizmet götürüldü. Hakkâri’ye, Yüksekova’ya da havalimanı yapıldı; Zonguldak’ın Çaycuması’na da, Sinop’a da, Şırnak’a da üniversite yapıldı. Hiçbir ayrım yapmadan, barajlarıyla, üniversiteleriyle, şehir hastaneleriyle, hızlı trenleriyle 81 vilayet eserlerle donatıldı. Fiziki kalkınmada ayrımcılık yapılmadığı gibi, temel hak ve özgürlükler de güçlendirildi. Kürtçenin yasak olduğu bir dönemi bu ülke yaşadı. Kürtçe devlet televizyonu, Kürtçe enstitüler, ana dilde savunma hakkı ve siyasetçilerin kendi diliyle kendi bölgesinde seçmenlerine hitap edememesi gibi uygulamalar vardı. Bunların hepsi aşıldı. Dolayısıyla teröre zemin hazırlayan unsurlar ve güvenlik güçlerimizin terörle kararlı mücadelesi sayesinde, bugün Terörsüz Türkiye’yi artık konuşur hale geldik ve terör örgütü kendini fes etti. Fes sonrası tabi yapılabilecekler vardır. Bu konuda, özellikle devletimizin; başta Milli İstihbarat Teşkilatımız ve ilgili bakanlıklarımız tam bir koordinasyon içerisinde bu süreci yürütmektedir ve bugünlere kadar da çok şükür kazasız bir şekilde gelinmiştir. "BU SÜRECİN AKAMETE UĞRAMASINA GAYRET GÖSTERENLERE FIRSAT VERMEMEK GEREKİR" Tabii bu süreçte süreci baltalamaya veya sekteye uğratmaya yönelik, hem içte hem dışta, Türkiye’nin huzura kavuşmasını istemeyen şer şebekeleri vardır. Bunlara fırsat verilmemelidir. Özellikle bu sürecin akamete uğraması noktasında gayret gösterenlere fırsat vermemek gerekir. Yapılabilecekleri bugüne kadar kurumlarımız yapmanın gayreti içerisinde oldu. İdari uygulamalarla çözülebilecek hususlar, yasal düzenlemelerle ilgili olarak geçtiğimiz yasama yılında 10. Yargı Paketi ile bazı düzenlemeler yapılmıştır. İnfaz kanunu ile ilgili konut ve özel infaz usulleri, terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerle ilgili Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır. Bundan sonra da Meclisimiz, takdir milletvekillerimizin, şu anda Terörsüz Türkiye ile ilgili Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu’nda; bütün partilerin katılımıyla, birkaç parti hariç genel bir konsensusla ve yaz boyunca yapılan görüşmelerle, geniş kesimleri dinleyerek çalışmalarına devam etmektedir. Şehit ailelerinden İnsan Hakları Derneklerine kadar geniş bir platformda konular Meclis’te tartışılmaktadır. Bu tartışmalar ışığında, bir takım tavsiye kararları ortaya çıkacaktır. Bu tavsiye kararları doğrultusunda yasal düzenleme gerektiren hususlar olursa, Meclisimiz bu konuda adımlar atacaktır. Adalet Bakanlığı olarak biz de teknik destek noktasında her zaman kanun taslaklarında Meclis’e katkı vermeye, özellikle hukuki ve cezai alanlarda çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Mevzuat Genel Müdürlüğümüz bu noktada en güncel tecrübeye sahiptir." Tarihi zafer sonrası Osman Şenher: ‘Liverpool, Galatasaray’ın içinden geçer’ diyenler hiç utanmayacak mı? MECLİS'TE İLK GÜNDEM MADDESİ 11. YARGI PAKETİ Şimdi gündemde 11. Yargı Paketi var. 11. Yargı Paketi’nde özellikle toplumsal huzur ve barışı bozmaya yönelik suçların önlenmesi bakımından hem soruşturma hem kovuşturma açısından yapılabilecek düzenlemeler bulunmaktadır. Yine bilişim suçlarının, özellikle vatandaşları mağdur eden sanal bahis ve sanal kumar gibi hususların önlenmesine yönelik; mobil hatlarla dolandırıcılık ve bilişim yoluyla dolandırıcılığın önlenmesine yönelik önemli taslaklarımız vardır. Bunları Meclis grubumuza arz ettik. Yine hukuk yargılamalarında da 11. Yargı Paketi olarak değerlendirilebilecek düzenlemeler yer almaktadır. Ceza hukukunu ilgilendiren 11. Yargı Paketi’nin hemen ardından da 12. Yargı Paketi ile hukuk yargılamalarının etkinliğini artırmaya ve yargının hızlandırılmasına yönelik önemli düzenlemeler yapılacaktır. Burada avukatlarımızdan, hakim ve savcılarımızdan, vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda, özellikle yargıdaki gecikmeyi önleyecek birçok tedbir bulunmaktadır. Bugüne kadar yargı reformları strateji belgesinde planlı bir çalışma yürütüldü; geçmiş yasama dönemlerinde de bu çalışmalar devam etti. Dördüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi de bu sene başında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanmıştı. O doğrultuda 10. Yargı Paketi yasallaşmıştı. Şimdi 11. ve 12., ardından da 13. Yargı Paketi’nde aile hukuku ve tebligat kanunu gibi, yargıda gecikmeyi önlemek için önemli maddeler yer alacaktır. Tüm bunlar, hem yargının daha etkin olması, hem vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden memnuniyetini sağlamak, hem de Meclisimizin alacağı kararlar doğrultusunda Terörsüz Türkiye’yi daha kalıcı hâle getirmek ve yeniden terörün hortlamaması için alınması gereken tedbirler bakımından yapılabilecekleri kapsamaktadır. İnşallah bu yasama yılında bunlar süratle hayata geçirilecektir. Güllü'nün öldüğü gecenin yeni görüntüleri ortaya çıktı

Yorumlar

Benzer Haberler

Son Dakika Haberleri