Erdoğan'dan Körfez Turu dönüşü önemli mesajlar: 'İsrail'e baskı uygulanmalı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman ziyaretlerini kapsayan Körfez turu dönüşünde uçakta gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi. Erdoğan özetle şunları söyledi: UMMAN’A VİZESİZ SEHAYAT: Vatandaşlarımız 1 Kasım’dan itibaren Umman’a ziyaretlerini belirli süreler için vizesiz gerçekleştirebilecek. Milli Savunma Bakanımın eş güdümünde Katar ve Umman tarafıyla bir süredir devam eden Eurofighter savaş uçaklarının satın alımı konusunda muhataplarımızla konuyu ele aldık. Birçok teknik ayrıntıya sahip bu konuda yürüttüğümüz müzakereler olumlu yönde seyrediyor. Süratle bir sonuca bağlayarak, Hava Kuvvetlerimizi çok daha güçlendirelim istiyoruz. SİLAH SATIŞI DURMALI: Hamas tarafı ateşkese riayet ediyor. İsrail ise ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail’in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail’e yönelik yeterli diplomatik baskı şart. Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. GAZZE GÖREV GÜCÜ: Gazze’de vazife üstlenecek görev gücü ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bu işin modalitesi henüz netleşmiş değil. Çok katmanlı bir konu olduğu için kapsamlı müzakereler yapılıyor. Biz Gazze’ye bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Şu anda altyapı çalışmalarımız da devam ediyor. BİRLİKTE AYAĞA KALDIRACAĞIZ: Gazze’yi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Buna sadece Türkiye veya sadece Mısır, diğer körfez ülkeleri tek başına muktedir olabilir mi, elbette hayır. Bu, müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışmasıdır. Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İsrail’in saldırıları, Gazze’nin altyapısını yerle bir etti. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere, hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. İSTANBUL'UN BARIŞ VİZYONU: (Rusya-Ukrayna savaşı) Burada, Türkiye’nin veya İstanbul’un barış vizyonundaki önemi bir kez daha ortaya çıktı. Biz her an böyle bir adıma ev sahipliği yapmaya hazırız. Keşke Budapeşte’deki görüşme yapılabilseydi. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için her türlü diyaloğun yararlı olacağını düşünüyoruz. Her iki tarafın da güvenini kazanmış bir ülkeyiz. ‘Kuzey Kıbrıs’a ters bakmamız mümkün değil’ KAPIMIZ AÇIK: (KKTC’deki seçim sonucu) Kuzey Kıbrıs’la şu ana kadar AK Parti iktidarında ilişkilerimiz nasıl olduysa bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir. Bizim Kuzey Kıbrıs’a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Seçim yapıldı biz de demokrasiye inanan bir lider olarak telefonla, seçimi kazanan adayı tebrik ettik. ‘Körfez ziyaretinden sonra kapımız sizlere açık, buyurun, sizleri bekliyoruz’ dedik. Kendileri de bu ziyareti gerçekleştireceklerini söylediler. Yabancı değiliz birbirimize, görüşeceğiz. Bu ziyaret gerçekleşirse kendileriyle etraflıca Türkiye-KKTC ilişkilerini, ele alacağız. ‘Lağım patladı’ FAŞİZAN ZİHNİYET: (Aziz İhsan Aktaş iddianamesi ve Özgür Özel’in tepkisi) Bunların düşünce yapısı hala Yassıada. Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hala kurtulamadılar. YAŞANANLARI MİLLET GÖRDÜ: CHP’li belediyelerde yaşananlar deliller, ispatlar, bizzat CHP’lilerin itiraflarıyla ortaya konulmaya başlandı. Sayın Özel’in tehditleri ‘minareye kılıf hazırlama’ gayretidir. Ne yaparlarsa yapsınlar, affınıza sığınıyorum, lağım patladı, milletim yaşananları görüyor. ‘CHP tezkereden neden rahatsız?’ RİSKE ATAMAYIZ: (Irak ve Suriye tezkerelerine CHP’nin ret oyu vermesi) Irak ve Suriye’de neden bulunduğumuzu artık cümle alem biliyor. Ama CHP hala öğrenemedi, meselenin memleket meselesi olduğunu bir türlü anlayamadı. Suriye’de, Irak’ta yürütülen mücadele, sadece teröre karşı bir mücadele değil, aynı zamanda Türkiye’nin bekasına karşı oynanan oyunu bozma operasyonudur. CHP yönetimi, sınırlarımızın ötesindeki tehlikeleri bertaraf etmemizden neden rahatsızlık duyduklarını çıkıp açıklamalı. Elbette biz, Türkiye’nin güvenliğini CHP’liler rahatsız olacak diye riske atamayız. ‘Halkımızı susuz bırakmayız’ TALİMAT VERDİK: (Büyükşehirlerdeki su sıkıntısı) Kuraklık doğal bir gerçektir ancak tedbir almamak yönetim zafiyetidir. Bugün yaşanan tablo, ihmallerin sonucudur. Belediyecilik, billboardlara slogan asmakla, sosyal medyada poz vermekle, algı oluşturmakla yapılmaz. İş başa düştüğü zaman, biz vatandaşımızı susuz bırakamayız. DSİ’ye bu konuda gerekli talimatı verdik, ‘Her an hazır olun’ dedik. Ankara, Bursa, İstanbul her an su sıkıntısını yaşıyor ve yaşamaya doğru da gidiyor. Ama biz halkımızı buralarda susuz bırakmayız. ‘Masaya yatıracağız’ ÜZÜLDÜM: (Terörsüz Türkiye sürecinde DEM Parti’nin tavrı, Diyarbakır’daki gösteri) Doğrusu DEM Parti’den bu tür bir yaklaşım olmasını istemezdim. Bu hafta sonuna kadar zannediyorum DEM heyetini kabulümüz olacak. Bu konuları da masaya yatıracağız. DEM heyetinin bu anlayış içerisinde olduğunu da düşünmüyorum, düşünmek de istemiyorum. Biz ülke ‘Terörsüz Türkiye havasına artık büründü’ diye düşünürken bu tür şeyleri Diyarbakır’dan duyunca doğrusu üzüldüm.