cupure logo
başkanıözelözgürchpdevyılkazayaralıhayatınıkaybetti

Metro olan her yer sığınakmış! Kanalizasyonu bile 15 milyon dolar: 'Beton devre dışı kalır'

Metro olan her yer sığınakmış! Kanalizasyonu bile 15 milyon dolar: 'Beton devre dışı kalır'
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Savaşlar, depremler, nükleer sızıntı riskleri ve diğer tüm acil durumlarda adını sıkça duyduğumuz sığınaklar... Yaklaşık 2 yıldır devam eden ve farklı bölgelerde zaman zaman şiddetlenen İsrail bombardımanları, ülkeyi diğer devletlerin füze saldırılarının hedefi haline getirdi. Her ne kadar ‘Demir Kubbe’ gibi savunma sistemleriyle korunsa da İsrail hava sahasını delmeyi başaran bazı füzeler, sivil halk için ciddi tehdit oluşturdu. Bu gibi durumlarda binlerce insan sığınaklara girerek, kalın duvarlar ardında can güvenliğini sağlamaya çalıştı. Ancak sığınaklar yalnızca savaş dönemlerinde değil; doğal afetler ve büyük kazalar gibi durumlarda da hayati öneme sahip. II. Dünya Savaşı sırasında Helsinki’de inşa edilen sığınaklar, o dönemde savaş tehdidine karşı kullanılmış, barış dönemindeyse olimpik yüzme havuzlarına, spor salonlarına ve eğitim merkezlerine dönüştürülmüştü. Bu yapılar, ihtiyaç halinde 48 saat içinde boşaltılarak tekrar sığınak olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştı. Türkiye ise hem çevresindeki siyasi krizler hem de kara sınırları içerisindeki aktif fay hatları nedeniyle sığınaklara en çok ihtiyaç duyan ülkelerin başında geliyor. Bu gerekliliği çok önceden gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatından önce ülkemizin ilk sığınağını askeri birlikler için Ankara’da inşa ettirmişti. Atatürk'ün başlattığı bu adımı izleyen yıllarda, 1988 ve 2018 tarihleri sığınak inşası açısından önemli dönüm noktaları oldu. Bu yıllarda mevzuatlar yeniden ele alındı, yeni düzenlemeler yapıldı ve sığınak inşaları tekrar ivme kazandı. Peki, bu yıllar neden bu kadar kritik? İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldırım ve TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selçuk İz, sığınakları ve gerektiğinde sığınak görevi görebilecek yapıların önemini Milliyet.com.tr’ye anlattı. ‘60 SANTİMLİK DUVARLAR, HAVA GEÇİRMEZ KAPILAR ŞART’ 25 Ağustos 1988 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelikle birlikte, “Sığınak Yönetmeliği” resmen yürürlüğe girdi. Yönetmelikte sığınaklar, "Nükleer ve konvansiyonel silahlarla, biyolojik ve kimyasal harp maddelerinin etkilerinden ve doğal afetlerden; insanları, insanların yaşamlarını sürdürebilmesi için gerekli canlı ve cansız kıymetleri korumak amacıyla inşa edilen korunma yerleri" olarak tanımlandı. Bu tanıma göre sığınaklar, ister yer altında ister yeryüzünde inşa edilsin, diğer yapılardan çok daha farklı teknik ve yapısal özelliklere sahip olmak zorundaydı. Konutlar için geçerli ve yeterli olan inşaat standartları, sığınaklar söz konusu olduğunda yetersiz kalıyordu. Bu da özel mühendislik çözümleri ve dayanıklı malzemeler gerektiriyordu. Yönetmelikte dikkat çeken ifadelerden biri ise “gerekli olduğu tespit edilen” yapılar için sığınak zorunluluğu getirilmesiydi. Yani 1988 yılında her yapı için sığınak yapılması zorunlu değildi. Ancak o günden bugüne, Türkiye birçok afetle karşılaştı ve ne yazık ki büyük can kayıpları yaşandı. ÜstelikTürkiye yalnızca üç tarafı denizlerle çevrili değil, aynı zamanda dört bir yanı çatışmalarla, jeopolitik gerilimlerle kuşatılmış bir ülkeydi. Bu da olası bir savaş, saldırı ya da nükleer serpinti durumunda kapsayıcı ve etkili sığınak altyapılarına duyulan ihtiyacı daha da artırdı. Bu ihtiyacın fark edilmesiyle birlikte, 1988'deki yönetmeliği köklü biçimde değiştiren yeni bir düzenleme 2018 yılında yürürlüğe girdi. Bu yeni yönetmelikle, yapılan her binada ve yerleşim alanlarında sığınak yapma zorunluluğu getirildi. Özellikle apartman ve site gibi yapılarda, alt katlara sığınak inşa edilmesi gerektiği açıkça belirtildi. Peki ama şu an gerçekten her apartmanın altında bir sığınak var mı? Varsa bu sığınaklar yönetmelikte belirtilen teknik şartlara uygun şekilde mi inşa edildi? Alıntı Metni 1980’DE İMZALANDI! ‘HER APARTMANDA ZORUNLU’ Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı ‘sığınak’ açıklamasıyla yaklaşık 37 yıl önce alınmış bir kararı yeniden gündeme getirdi. Açıklamalarda 81 ile yapılması beklenen sığınaklar nasıl tanımlanıyor? Güvende olunan her yer aynı zamanda da sığınak değil mi? Pek çok konuda sağlam ve mühendislik hizmeti almış yapılar, afetlere karşı otomatik bir sığınak olarak görülebilir. Ancak konu savaş ve nükleer tehditlere geldiğinde bu sağlam yapılar da yeterli olmuyor.Çünkü su ve hava geçirgenliği olan hiçbir yapı, bu tip tehditler karşısında tam anlamıyla sağlıklı ve güvenli bir sığınak sayılamaz. Toplamda 4 çeşit olan sığınaklar ‘kullanacaklara göre’ ve ‘kullanım amacına göre’ diye ikiye ayrılıyor. Aslında yürürlükteki yönetmeliğe göre, her yapının bodrum katında sığınak bulunması gerekiyor. Konut projelerindeki 'eksi' katlar veya yer altı otoparkları da belirli şartlar sağlandığında bir çeşit sığınak görevi görebilir.Prof. Dr. Hasan Yıldırım’a göre neredeyse şehrin her yerine ulaşan yer altı tünelleriyle ulaşım hizmeti veren metrolar da birer sığınak. Peki ama nasıl, her sığınak aynı özelliklere sahip olur mu? Ya metrolar, hangi tehlikelerden ne kadar korur? Dr. Selçuk İz, yıllara meydan okuyan yapılar arasında yer alan ve savaştan sonra dahi farklı amaçlarla kullanılmış olan II. Dünya Savaşı sığınaklarından biri olan Leros Adası’ndaki yapılardan örnek verdi. Bu kez tüneller, sanıldığı gibi yer altına da yapılmamıştı! Çünkü mesele sığınmak için güvenli bir alan yaratmaktı ve bunun sağlanacağı koşullar uygun mühendislikle pek çok yerde oluşturulabilirdi. “Leros Adası’nda İtalyanların II. Dünya Savaşı'nda Almanların bombardımanından korunmak için bir yere ihtiyacı vardı. Bu gibi zamanlarda dağların içine inşa edilmiş tünellere kaçmışlardı. Ada halkı da dahil, herkes bombardımanlarda tünellere sığınmış ve senelerce orada yaşamışlardı. Dolayısıyla tünel açıp onların içine de sığınak yapabilirsiniz. Tünelleri sığınağın dışındaki görevlerde de kullanabilirsiniz. Metro istasyonları doğal sığınaktır. Stadyum yapılarının altındaki bodrumlar doğal sığınaktır. Yani bunların hepsini acil durumlarda kullanabilirsiniz. Sığınak ihtiyacı olmadığı durumlarda da başka amaç için yine kullanabilirsiniz. Konut binalarının altında sığınaklarımız var. Fabrikalarda zorunlu sığınaklar yapılıyor. Bu senelerdir uygulanıyor. Dolayısıyla halihazırda pek çok yerde doğal sığınaklarımız var. Petrol istasyonlarımız, kara yolu tünellerimiz hepsi birer doğal sığınaktır. Metro istasyonları da bu doğal sığınaklar arasındadır. Bodrumu olan hemen her binaya sığınak yapıldı. Şimdi sığınak yönetmeliği yenileniyor, geliştiriliyor. Kat sayısına, insan sayısına göre sığınak yapılması zorunluluğu zaten vardı. Bunu daha da iyileştirmek gerekir. Yer altı katlı otoparklarını geliştirip oraları da sığınak olarak kullanabiliriz gerektiğinde. Dolayısıyla şu anda mevcut sığınak görevi görebilecek yerleri de kullanmamız mümkün. Yoksa milyonlarca kişiye yeni ve sıfırdan sığınak yapmak, milyonlarca metrekare inşaat yapmak diye bir şey olamaz.” – Dr. Selçuk İz 81 İLE YAYILACAK! ‘KANALİZASYONUN MALİYETİ BİLE 15 MİLYAR DOLAR’ 2018 yılında yürürlüğe giren düzenlemeyle birlikte, inşa edilen her yapıya sığınak yapılması zorunlu hale getirildi. Bu durum, “Acaba Türkiye’de 2018’den sonra kaç konut inşa edildi?” sorusunu da beraberinde getirdi. Türkiye'deki konut stokunun büyük bir bölümü, 2000'li yıllardan önce inşa edilmiş durumda. Bu nedenle, 2018 sonrası yapılan konutların, toplam stok içindeki payı nispeten düşük kalıyor. TÜİK’in 2023 yılı verilerine göre, Türkiye genelinde toplam konut sayısı yaklaşık 20 milyon civarındaydı. 2018 ile 2023 yılları arasında ise yılda ortalama 400 ila 500 bin konut inşa edildi. Bu da 5 yıllık süreçte yaklaşık 2,25 milyon yeni konut anlamına geliyor. Yani Türkiye'deki konutların yalnızca yüzde10 ila yüzde 11'i, 2018’den sonra yapılan yapılardan oluşuyor.Eğer bu yeni konutların tamamında sığınaklar yönetmeliğe uygun şekilde inşa edildiyse, bu da yaklaşık 800 bin binanın altında sığınak olduğu anlamına gelir.Ancak yeni 81 ile sığınak inşa etmek düşünüldüğünde, bunun ciddi bir maliyeti olacağı da göz önünde bulundurulmalı. DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “Her bir kişiye b1 metrekare düşecek bir alan yapılacak ve orada en az 21 gün yaşayabilecek şekilde planlanacak. Önümüzdeki süreçte her ilin valiliklerinin belirleyeceği yerlerde bu projeler yapılacak. Bugün 100 bin nüfuslu bir ildeki sığınak adedi ile büyükşehirlerdeki sığınak adetleri aynı olmayacak" demişti. Bu da sıfırdan sayıldığında 85 milyon metrekarelik sığınak gerektiğine işaret ediyor. Böylesi devasa yapıların, özel malzemelerle ve ileri mühendislik teknikleriyle inşa edileceği düşünüldüğünde, maliyet konusu da önemli bir gündem maddesi haline geliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hasan Yıldırım, bu tür yapıların maliyet hesaplamalarının oldukça karmaşık olduğunu belirtti. Yıldırım, sadece kanalizasyon altyapısının maliyeti üzerinden bile örnek vererek, böyle bir projeye ayrılacak bütçenin ne denli büyük olması gerektiğine dikkat çekti.Prof. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle noktaladı: Alıntı Metni 12 DEV ADAM GÜMÜŞ MADALYAYLA AYRILDI! Türkiye-Almanya Eurobasket 2025 final maçı kaç kaç kaç bitti? Sinan Selen, Almanya'da iç istihbaratın başına atandı

Yorumlar

Benzer Haberler

Son Dakika Haberleri