cupure logo
verdichpyapayolacakistanbulzekauyuşturucuyıleskiyapay zeka

Uzaylılar neden dünyaya gelmiyor? Fermi Paradoksu nedir?

NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde görev yapan Maryland Üniversitesi araştırmacısı Robin Corbet, bu soruya “radikal sıradanlık” adını verdiği yeni bir açıklama getiriyor. Corbet henüz hakem incelemesinden geçmemiş olan makalesinde, galaksimizdeki uzaylı uygarlıkların sayısının aslında az olabileceğini ve teknolojik olarak bizden çok da ileri olmadıklarını öne sürüyor. Yani bizim gidip onları keşfedemediğimiz gibi, onlar da imkanlar dahilinde bize gelemiyorlar. Corbet’e göre durum, “iPhone 17’ye karşı iPhone 42 kullanmak” gibi. Yani fark var ama devrimsel değil. Bu yüzden, ne biz onları görebiliyoruz ne de onlar bizi. Bu yaklaşım bana daha makul geliyor çünkü çok uç bir şey önermiyor,” diyor. Fermi Paradoksu nedir? Bu aslında bizi Enrico Fermi’nin ortaya attığı düşünceye itiyor. Uzaylılar ile ilgili en büyük çelişkilerin başında varlıklarına inanılmasına rağmen, yine var olduklarının kanıtlanamıyor oluşu; Yani Fermi Paradoksu. Fermi Paradoksu, dünya dışı uygarlıkların var olma olasılıkları ile bunu doğrulayacak herhangi bir kanıtın ya da temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade ediyor. 1950 yılında ünlü astrofizikçi Enrico Fermi’nin öğle yemeği sırasında meslektaşlarına sorduğu “Herkes nerede?” sorusuyla ortaya çıkan Fermi Paradoksu, o günden bu yana bilim dünyasının en büyük bilmecelerinden biri haline geldi. Eğer evrende gelişmiş uygarlıkların var olma olasılığı bu kadar yüksekse, neden hala hiçbirine rastlamadık? Bu sessizliği açıklamak için bugüne kadar birçok teori öne sürüldü. Belki uzaylılar bizden çok daha ileri düzeydeler ve biz onları algılayamıyoruz. Belki Dünya’yı bilerek görmezden geliyorlar ya da belki gerçekten yalnızız. En karamsar teoriye göre ise, gelişmiş tüm medeniyetlerin sonunda kendi kendini yok ediyor oluşu. Yani bazı teorilere göre uzaylılar var fakat bizden binlerce yıl önce yaşadı. Satürn’ün uydusu Enceladus, yaşanabilir bir yer olabilir Corbet bu açıklamaları fazla uç buluyor ve kendi önerisinin çok daha basit olduğunu düşünüyor. Belki her uygarlığın erişebileceği doğal bir teknolojik sınır var. Biz bu sınıra yaklaşmış olabiliriz ve diğerleri de aynı noktada takılı kalmış olabilir. Bu durumda, kimse kimseyi tespit edemez hale gelmiş oluyor. Galaksi düşündüğümüz kadar heyecan verici olmayabilir Corbet’in “radikal sıradanlık ilkesi” olarak tanımladığı bu fikir, uzaylı toplumların da tıpkı bizim gibi sınırlı kapasitelere sahip olduğunu öne sürüyor. Yani ne yıldızları saran dev yapılar inşa ediyorlar, ne de ışık hızında yolculuk ediyorlar. Sadece kendi gezegenlerinde yaşamlarını sürdürüyorlar ve zamanla evreni keşfetme ilgilerini kaybediyorlar. Yine de bu, asla kanıt bulamayacağımız anlamına gelmiyor. Corbet, gelişmiş radyo teleskoplarının “sızıntı radyasyonu” adı verilen zayıf sinyalleri tespit edebileceğini ve belki de böyle bir bulgunun çok uzak olmadığını belirtiyor.

Yorumlar

Teknoloji haberleri