cupure logo
altınyüzdezampetrolhazirandolarborsayatırımliraarttı

İran-İsrail hattında yüksek tansiyon! Füzelerin gölgesinde piyasalar

İsrail’den İran’a atılan bombalar ve İran’dan İsrail’e atılan füzeler dünya ekonomisini de etkiliyor. Cuma günü bunun ilk yansımalarını görmüştük. Brent petrolün varil fiyatı dakikalar içinde fırlamış ve haftalık bazda yüzde 10’un üzerinde yükselerek 75 dolara çıkmıştı. Güvenli liman altın 3 bin 400 doların üzerine yerleşmiş, gram altın 4 bin 373 lirayla rekor kırmış, dolar ise haftayı 39.40 liradan kapatmıştı. Hafta sonu artarak devam eden gerilimlerin ardından pazartesi günü piyasaların bu gelişmelere nasıl tepki vereceği merak ediliyordu. ENDİŞELER DEVAM EDİYOR Savaşın bölgeye yayılmayacağı ve ABD’nin bu savaşa müdahil olmayacağı yönündeki beklentiler nedeniyle piyasalar haftaya sakin başladı ve ‘Bekle-gör’ moduna geçti. Altının ons (31.1 gram) fiyatı 3 bin 450 doları gördükten sonra 3 bin 380 dolara kadar geriledi. Gram 4 bin 292 liraydı. Petrolde gün içinde yüzde 4 civarı düşüş oldu: 70 dolar. Dünya borsaları da haftaya yükselişle başladı. Borsa İstanbul da hafif yükseldi. Bu işin uzamayacağı ve bir şekilde barış masasının kurulabileceği beklentisi piyasalarda hakim olsa da savaşın bölgeye yayılabileceği endişesi henüz bitmiş değil. NE KADAR SÜRECEĞİ ÖNEMLİ Savaşın ekonomilere etkisi, karşılıklı saldırıların ne kadar daha devam edip etmeyeceğine bağlı. Eğer savaş derinleşerek devam ederse tüm dünya bundan etkilenecek. Çünkü İran’ın elinde enerjinin kalbi niteliğinde olan ‘Hürmüz Boğazı’ gibi bir kartı bulunuyor. İranlı yetkililer bu boğazın kapatılması yönünde açıklamalar yapsa da henüz bu konuda atılmış bir adım yok. Dünya petrol ticaretinin yüzde 20’sinin (beşte birinin) sağlandığı ve Avrupa’nın LNG ihtiyacının karşılandığı güzergah olan Hürmüz Boğazı, Çin için de kritik. Çünkü Çin, petrol ihtiyacının yüzde 40’ını İran’dan bu yolla sağlıyor. YATIRIMCI SAVUNMADA KALIYOR Eğer savaş planlandığı gibi 14 gün içinde sona ererse füzelerin ekonomiye etkisinin sınırlı olması bekleniyor. Ancak gelişmeler bu bölgede gelecekte daha büyük olayların işaret fişeği gibi de algılanıyor. Orta Doğu’daki bu istikrarsız yapı ve enerji arz güvenliğiyle ilgili kaygıların sürekli gündemde olacak olmasının, yatırım iştahının azalmasına ve yatırımcıların savunmaya yani altın gibi güvenli limanlara geçmesine neden olabileceği konuşuluyor. Uzmanlar yatırımcılara böyle durumlarda panikle al-sat yapmamalarını öneriyor. ‘HÜRMÜZ’ HESAPLARI Basra Körfezi’nin ağzındaki dar bir su yolu olan Hürmüz Boğazı, Orta Doğu’daki petrol ve LNG üretimini Umman Denizi ve Hint Okyanusu üzerinden dünya pazarlarına bağlıyor. Orta Doğu’daki petrol üreticilerinin sağladığı günlük 17-20 milyon varil ham petrol ve kondensat, Hürmüz Boğazı üzerinden küresel piyasalara sevk ediliyor. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, petrol hacminin yaklaşık yüzde 70’i bu yolla Asya’ya ulaşıyor. Özellikle Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Singapur, Tayland, Pakistan ve Filipinler, Hürmüz Boğazı’ndaki petrol tedarikinin ana alıcıları arasında yer alıyor. Analistler, boğazın kapanması durumunda petrol fiyatlarının 100-120 dolara kadar çıkabileceği uyarısında bulundu. FAİZ İCİN KRİTİK HAFTA! Güç kazanan jeopolitik gerilim bu hafta da yakından takip edilecek. Bu hafta gözler ayrıca, merkez bankalarının kritik faiz kararlarına çevrildi. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararı toplantısı, 17-18 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek. Ardından Fed faiz kararını 18 Haziran’da açıklayacak. ABD’de enflasyonun mayısta yıllık bazda üst üste dördüncü ayda beklentilerin altında gerçekleşmesine karşın, piyasalarda Fed’in eylül ayındaki toplantısına kadar faiz indirimine gitmeyeceği yönündeki fiyatlamalar öne çıkıyor. Bu hafta ayrıca İngiltere Merkez Bankası (BoE), Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz kararını açıklayacak. DOLAR VE ENFLASYON TAHMİNİ DEĞİŞTİ Merkez Bankası, 69 piyasa profesyonelinin katıldığı ‘Piyasa Katılımcıları Anketi’ sonuçlarını dün açıkladı. Buna göre; yıl sonu Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) beklentisi yüzde 30.35’ten 29.86’ya geriledi. Geçen ay yüzde 1.77 olan haziran TÜFE artışı beklentisi, bu anket döneminde yüzde 1.61’e geriledi. Katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi 43.69’dan 43.57’e düşerken, 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi ise 46.61’den 47.03’e yükseldi. Bir önceki anket döneminde 19.2 milyar dolar olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 18.8 milyar dolara indi. Bu yıl için öngörülen büyüme ise yüzde 2.9 oldu. Politika faizine yönelik ilk toplantı beklentisi yüzde 46, ikinci toplantı beklentisi yüzde 43 oldu. SABİT BIRAKMASI BEKLENİYOR Türkiye’de de gözler 19 Haziran’da Merkez Bankası’nın kararında olacak. Beklenti anketlerine göre, bu ay Merkez’in politika faizini değiştirmeyerek yüzde 46 seviyesinde sabit tutmasını bekleniyor. Merkez Bankası, 17 Nisan’dan sonra piyasayı yüzde 49’a yakın yani faiz koridorunun üst bandından fonluyordu. Dolayısıyla hem mevduat hem de kredi faizleri buna göre yükselmişti. Ancak geçen hafta salı gününden itibaren haftalık repo ihalelerine başlayan Merkez Bankası, fonlama faizini dün yüzde 46.33’e çekti. Yani üst bandı, yüzde 46 olan politika faizine yaklaştırdı. Bu da aslında bir faiz indirimi olarak değerlendiriliyor.

Yorumlar

Ekonomi Haberleri