cupure logo
kkmsonahakemerdisona erdizammımemurmemur zammıhaftaaltın

Yapay zeka aklımızla dalga geçiyor! Balina sahibini değil milyonları 'yedi'

Son günlerde Instagram, TikTok, Facebook, X gibi sosyal medya platformlarında hızla yayılan bir balina videosu milyonlarca kişiyi dehşete düşürmüştü. Söz konusu video 23 yaşındaki balina eğitmeni Jessica Radcliffe’in bir katil balina (Orka) tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiğini gösteriyordu. Ancak yapılan incelemeler, bu videonun ve olaya dair fotoğrafların tamamen bir yapay zeka kurgusu olduğunu ortaya çıkardı. TEHLİKELİ BİR AKIM Aslında bu görüntü, ‘duygusal manipülasyon’ adı verilen ve insanların duygularını sömürerek hızla yayılan tehlikeli akımın yalnızca küçük bir parçası. Her gün yüzlerce benzer sahte video, izlenme rekorları kırarken insanların neyin gerçek neyin kurgu olduğunu ayırt etmesini zorlaştırıyor. Videolar, özellikle insanların en çok duyarlı oldukları yangın, kavga, vahşi doğadaki saldırılar gibi içerikler üzerine kurgulanıyor. Uzmanlara göre bu da toplumun gerçeklik algısını adım adım yok ediyor. BEYİN YIKIYORLAR Uzmanlara göre sahte içerikler artık yalnızca eğlence veya şaka amaçlı olarak sunulmuyor. Kimileri, izleyicinin duygularını sömürerek milyonlarca liralık reklam geliri elde ediyor. Kimileri ise daha tehlikeli bir amaçla, insanları şok görüntülere alıştırarak toplumsal hassasiyetleri köreltiyor. Öyle ki bir zamanlar toplumu ayağa kaldıran olaylar, artık “Acaba sahte mi?” şüphesiyle karşılanıyor. İşte bu durum, gerçek bir acı karşısında bile seyirci kalmamıza neden oluyor. Özetle tehlike hızla büyüyor. ÜNLÜ İSİMLERİ KULLANIYORLAR Sahte videoların en tehlikeli kullanım alanlarından biri de elbette dolandırıcılık. Özellikle Selçuk Bayraktar gibi kamuoyunda güven duyulan ve tanınmış isimlerin yüzü ve sesi, yapay zeka teknolojisiyle kopyalanarak sahte yatırım çağrıları için kullanılıyor. Bu videolar, kişilerin ağzından ‘kolay yoldan zengin olma’, ‘yeni kripto para fırsatı’ gibi vaatlerde bulunuyor ve masum vatandaşlar sahte sitelere yönlendirilerek paraları çalınıyor. Yapay zekâ ile üretilen bu ‘deepfake’ videolar o kadar gerçekçi ki insanlar dolandırıldıklarını anlayana kadar iş işten geçmiş oluyor. O nedenle hiçbir ünlü veya güvenilir kurumun, sosyal medyadan kişisel yatırım tavsiyeleri vermeyeceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor. TEPKİSİZLİK BAŞLADI Sahte trajedi videolarının toplumsal bir travmaya sebep olduğuna dikkat çeken Psikolog Dr. Feyza Çelen, “Her gün maruz kaldığımız bu yalan trajediler, aslında vicdanımızı sanal bir şekilde ‘doyuruyor’. Bir tıkla paylaştığımız bir yardım çağrısı, bize ‘görevimi yaptım’ hissi veriyor. Oysa bu, gerçek bir olaya karşı harekete geçme potansiyelimizi yavaş yavaş öldürüyor. İnsanlar, gerçek bir felaket gördüğünde bile ‘yine mi sahte?’ diye düşünerek tepkisiz kalabiliyor. Bu, sadece empati kaybı değil, aynı zamanda toplumsal belleğin ve duygusal zekanın silinmesi anlamına geliyor” dedi. CİDDİ CEZALARI VAR Avukat Devrim Nur Kayabalı ise sahte videolarla insanları kandırarak haksız kazanç elde etmenin, dolandırıcılık suçu oluşturduğunu söyledi. Kayabalı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ayrıca, bu videolar bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleme amacı taşıyorsa, hakaret ve iftira suçları devreye girer. Sahte bir olayı gerçekmiş gibi göstererek halkı korku ve paniğe sevk etmek de halkı yanıltma suçunun kapsamına girer. Teknolojik imkanlar sayesinde şüphelilerin kimlikleri, IP adresleri ve dijital ayak izleri takip edilerek belirlenebiliyor. Yasal yaptırımlar, suçun niteliğine göre para cezalarından hapis cezalarına kadar değişebilir. Özellikle ‘deepfake’ gibi teknolojilerle kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde kullanılması durumunda, cezalar çok daha ağır olabilir.” PLATFORMLAR UYUYOR Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık da konunun yalnızca içerik üreticileriyle sınırlı olmadığını vurgulayarak, asıl sorumluluğun dijital platformlarda olduğuna dikkat çekti. Kırık, “Sahte ve manipülatif içerikler, platform algoritmaları sayesinde çok kısa sürede geniş kitlelere ulaşabiliyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, bu içeriklerin yüksek etkileşim getirmesi ve platformların bu etkileşimi doğrudan reklam gelirine dönüştürmesi. Dolayısıyla, sahte içeriklerle mücadelede çoğu zaman yeterli irade gösterilmiyor. Üstelik mevcut yasal düzenlemeler bu konuda yetersiz kaldığı için, hem içerik üreticilerinde hem de paylaşanlarda ciddi bir cezasızlık algısı oluşmuş durumda” diye konuştu. ANINDA ÜRETİLİYOR Bu algının, sahte içerik üretimini ve yayılımını adeta teşvik ettiğine dikkat çeken Kırık, şunları söyledi: “Bugün, sahte içerik üretmek hem teknik açıdan hem de maliyet bakımından son derece kolay hale geldi. Yapay zeka tabanlı görsel ve ses değiştirme araçları ile sıradan bir kullanıcının bile dakikalar içinde gerçeğe çok yakın sahte videolar üretmesi mümkün. Bu kolaylık, sahte içeriklerin sayısını hızla artırırken, yayılımını da kontrol edilemez bir noktaya taşıyor. Hem kullanıcıların bilinç düzeyi artmadıkça hem de platformlar ve yasa koyucular bu soruna karşı daha sert, caydırıcı ve uluslararası ölçekte etkili adımlar atmadıkça, bu tehdidin önüne geçmek mümkün görünmüyor.”

Yorumlar

Ekonomi Haberleri