cupure logo
kkmsonahakemerdisona erdizammımemurmemur zammıhaftaaltın

Konut ihtiyacına çelik gibi çözüm

ALTERNATİF OLDU Türkiye’de son 2 yılda inşaat ve işçilik maliyetlerindeki artış gibi sebeplerle konut üretimi yavaşladı. Arzın daraldığı, fiyatların da yüksek seviyelerde bulunduğu bu dönemde konut ihtiyacının hızlı ve ekonomik biçimde karşılanması için modüler çelik yapılar önemli bir alternatif oluşturuyor. İnşaat süresini geleneksel betonarme yöntemlere göre yüzde 40 kısaltan, sürdürülebilir, deprem dirençli ve daha ekonomik olan modüler çelik yapılar, kentsel dönüşüm süreçlerinde de hızlı bir alternatif olarak öne çıkıyor. HEDEF YÜZDE 30 Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve saha dışı yapı üretimi/modüler inşaat firması Consera’nın Kurucusu Melik Şimşek ile modüler çelik yapı sektöründeki gelişmeleri konuştuk. Türkiye’de şu anda endüstriyel yapıların yüzde 5’inde, konut yapılarının ise yüzde 1.5’inde çelik kullanıldığını söyleyen Şimşek, “10 yıl içinde hedefimiz bu oranların konut grubunda yüzde 30 seviyesine gelmesi. Türkiye’de çelik yapılara yönelik büyük bir talep var. Kamu da istiyor. Bu noktada endüstriyel bir tercih yapılmalı” diye konuştu. DAHA EKONOMİK Modüler çelik yapıların zaman ve kazanılan alanlardan dolayı her zaman daha ekonomik olduğunu ifade eden Şimşek, şunları söyledi: “Özellikle tekrarlı projelerde bu ekonomi çok daha artıyor. Örneğin 1000 konutluk bir ölçekte, yüzde 17-18 daha ekonomik olduğunu ortaya koyduk. Ayrıca brüt-net farkının yaklaşık yüzde 7 daha az olmasından dolayı aynı alanda inşa edilen birim sayısı da artıyor. Örneğin, Zekeriyaköy’deki Kuzeybükü projemizde betonarme yapı tercih etseydik 38 villa çıkacaktı, çelik ile 42 villa yaptık. Arsa değerinin yüksek olduğu yerlerde avantaj, yüzde 30’lara çıkabiliyor.” KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRACAK KAPASİTE VAR Modüler çelik yapıların kentsel dönüşüm süreçlerinde de çok hızlı ve ekonomik bir çözüm olacağını anlatan Şimşek, şöyle konuştu: “İstanbul’da 1.5 milyon riskli bina bulunuyor ve bu yapıların yüzde 30’unun acilen dönüştürülmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasıyla yaklaşan deprem tehlikesine karşı önlem almak ve 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün. Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 3 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var.” BRÜT-NET FARKI Son dönemde özellikle İstanbul’un Anadolu yakasında hayata geçirilen kentsel dönüşüm projelerinde betonarmeden çelik yapılara dönüşün de başladığını ifade eden Şimşek, “Dönüşen binalar eski yönetmeliklerle yapıldığı için yeni yönetmeliklere uyumlu hale gelirken metrekare kaybı yaşıyor. Ancak çelikteki brüt-net farkının daha az olmasından dolayı metrekare avantajı oluşuyor. Hızla inşa edildiği için kira maliyeti azalıyor. Örneğin her katında 4 daire bulunan 5 katlı bir bina çelik sistemle 6 ayda tamamlanabilir. Bunun yanında modüller hazır oldukça monte edileceğinden çevre kirliliği de azalıyor” diye konuştu. ARSASINI ALAN TALEBİ ARTIRDI Pandemi ve art arda yaşanan depremler sonrasında arsa talebi de ciddi oranda arttı. Özellikle sahil şehirlerinde hem yazlık olarak kullanmak hem de deprem riskinden uzaklaşmak isteyenler arsa alıyor. Arsasında ev yaptırmak isteyenler de çelik yapılara yöneliyor. Homera markalarıyla bu talebe cevap verdiklerini anlatan Melih Şimşek, “Yazlık bölgelerde, büyükşehirlerin çeperlerinde kendi arsasını alanlara ön tasarımlı konutlar arasından seçim yapma olanağı tanıyoruz. Homera markasıyla yılda 1000 adet üretim kapasitemiz bulunuyor” dedi. DOMİNİK’TE ÜRETİM Consera’nın faaliyetleri hakkında da bilgi veren Şimşek, 25 yıllık tecrübeleriyle yaklaşık 3 milyon metrekarelik konut, otel, okul, yurt ve hastane gibi çelik yapı üretimlerinin olduğunu ve 32 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Çelik yapı üretimini ‘otomobil fabrikası gibi konut fabrikası’ olarak tanımlayan Şimşek, şu anda 1000 adet olan yıllık üretim kapasitesini 3 yılda 10 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Şimşek, Dominik’te yerel ortaklarla üretim yapacaklarını, Suudi Arabistan ile de görüşmelerinin sürdüğünü belirtti. AVANTAJLARI NELER? * Çelik yapılar, geleneksel yapılara göre, 7 ile 10 kat daha hafif ve bu oranda deprem kuvvetine daha az maruz kalıyorlar.* Çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hataları olmuyor.* Fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız üretildiklerinden 2-3 kat daha hızlı inşa edilebiliyorlar.* Böylece yapının tamamlanma süresi geleneksel yapılara göre en az yüzde 50 daha az zaman alıyor.* Bu sistemle enerji tasarruflu yapılar inşa etmek mümkün.* Çelik malzeme geri dönüştürülebilir olduğu için çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor.* Modüler yapılar 7/24 fabrika ortamında üretilebiliyor.* Modüler inşaat, karbon salınımını azaltma potansiyeline sahip.* Ayrıca modüler sistemler, denetim mekanizmalarını da güçlendiriyor. İHRACATI DEĞERLİ Türkiye’nin çok önemi bir modüler yapı ihracatçısı olma potansiyeli taşıdığını anlatan Şimşek, “İnşaat sektörünün ihracat birim değeri 60 sent. Modüler yapılarda ise bu 20 dolar ve üstüne çıkıyor. Neredeyse savunma sanayinin ihracatının yarısı. Otel odası gibi yapıların ihracatında ise birim değeri 30-35 dolarlara çıkıyor” dedi.

Yorumlar

Benzer Haberler

Ekonomi Haberleri